ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM- ŞABAN BEYAZSAÇ

Van’da da Çaldıran’da kurulan jeotermal serada uygulanan topraksız tarım bu anlamda öncü olurken bu uygulamanın kentte birçok ilçede ve bölgede yapılabileceği belirtiliyor. Yeniden tarım ve hayvancılıkta eski günlerine dönmeye çalışan Van’da bu anlamda çabalar sürerken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Yaşar da Van’da yaygınlaşabileceğini söyledi.

Geleneksel yöntemlerle yapılan tarıma göre önemli üstünlükleri bulunan topraksız tarım uygulamaları artış gösterirken, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Yaşar da konuyla ilgili önemli tespitler paylaştı. Daha önce Van’da uygulanan ve başarılı da olan bu anlamdaki uygulamalara dair Şehrivan’ın sorularını cevaplayan Yaşar, bu uygulamaya dair bilinmeyenleri açıkladı. Üretim sürecinin aşamaları, maliyeti, uygulanabilirliği gibi konuları değerlendiren Yaşar, Van’da pek çok insanın bu üretimi yapabileceğini söyledi.

Yeni teknolojiler topraksız tarımla evde ürün yetiştirmeyi mümkün kılıyor. Peki, topraksız tarım nedir?

Topraksız tarım, bilgi ve teknoloji kullanarak dar alanlarda kontrollü şartlarda yüksek ve kaliteli üretim şeklidir. Son yıllarda dünyanın pek çok yerinde hızla yaygınlaşarak kullanılan bir tarımsal üretim yöntemidir. Topraksız tarım yöntemlerinde, önceleri sebze ve süs bitkileri yetiştiriciliği yapılırken şimdilerde meyve üretimi bile yapılır hale geldi. Çünkü geç ve erkenci dönemlerde pazara ürün arz imkanı sağladığından pazarlama sorunu olmadığı gibi kar marjı daha yüksek olabiliyor. Bu üretim şekli genellikle seralarda kontrollü şartlarda yapılır.

Seralarda yapılan üretimde ya seranın içindeki toprak işlenerek ekim dikim işlemi doğrudan toprağa yapılır. Bu üretim şekli örtü altında topraklı tarım şeklidir. Ya da toprak yerine, seranın içinde kurulmuş sistemlerle bazı yetiştirme ortamları (torf, petlit, ponza, vermikulit, kaya yünü ve kokopit gibi) materyaller kullanılarak yapılır. Buna örtü altında topraksız tarım denir.

Bu üretim maliyetli bir iş mi?

Bu üretim şeklinin ilk kurulum masrafları yüksektir. Üretim için teknik bilgi gerektiren bir iştir. Bu söylediğim sizi korkutmasın. Çünkü ben her sene bu yöntemi kullanabilecek ve danışmanlık yaparak öğretebilecek öğrenci yetiştiriyorum. Ayrıca bu yöntemi kullanarak üretim yapabilecek çok sayıda insanımız da var. Onların aileleri var. Ancak bu insanlarda bu yatırımı yapabilecek kaynak yok. Hibe destekleri yapılıyor ancak hibe desteklerinin şartlarını sağlayacak parada yok bu işi yapabilecek insanlarda. Bakın sanal kazançların en revaçta olduğu günümüzde sermayesi olan insanların kazancı az, girdisi yüksek olan tarım sektörüne bu dönemde para yatırılmıyor zaten. Çünkü üretimin her alanında risk var hele hele tarımda ki risk çok daha yüksektir. Bu açıdan kredi ve teşvik programları verilirken tüm bu durumlar göz önünde bulundurularak hazırlanmalı. Teşvik verildikten sonra sıkı takibi yapılmalı. Yani kanunlar işletilmelidir.

Üretim yapabilenler teşviklerden faydalanıyor mu?

Dünyanın bu gün karşı karşıya kaldığı küresel ısınma ve ona bağlı olarak her geçen gün artarak yaşanan kuraklık, gezegenimizde canlı yaşamını zorlaştırıyor. Bu sebeple normal süreçlerde bile devlet, tarımsal üretimi maliyet hesabı yapmadan planlama yaparak yaptırması gerekirken; olağan üstü böyle küresel bir krizle karşı karşıya kaldığımız durumlarda planlama yapması ve üretim yapacak insanları zora sokmadan şartları kolaylaştırarak destekleyip karşılığında ürün istemesi gerekir. İşte üretime yönelik tüm destek planlamalarını yaptıktan sonra, bu isteğinde tavizsiz olmalıdır. Destek veriyorum diyorlar. Bende buradan soruyorum kaç kişiye kimlere veriyorsunuz? Bunların geri dönüşü var mı? Çoğunda yok. Çünkü üretim yapabilenler bu teşviklerden faydalanamıyor. Şartları sağlayamıyorlar.

“VAN DA PEK ÇOK İNSAN BU ÜRETİMİ YAPAR”

Dediğiniz şekilde destekler verilirse ne olur?

İnsanlar evlerimin önüne bahçelerine ya da aile işletmeciliğinin dışında yatırımcı kişiler veya şirketler yapabildiği kadar bu yatırımları yaparlar ve bunlar için kurumlardan tarım danışmanları atansa bu danışmanlar öncülüğünde üretim yaptırılsa Van da pek çok insan bu üretimi yapar. Neden? Çünkü bu üretim şekli dar alanda ve temiz bir ortamda çok yorucu iş gücü gerektiren işler olmadığı için ve ev bahçelerinde ya da eve yakın yerlerde olacağı için tam bir aile işletmeciliği şeklinde yapılabilen bir iş koludur. Böylece ailenin tüm fertleri üretimin içine çekilmiş olur. Dolayısıyla doğacak her çocuk üretimin içinde yetişecek. Bizim gibi ülkelerim hele hele böyle ülkelerde üretim kapasitesi düşük vilayetlerin çocukları üretim kültüründen uzak ve mahrum büyür. İçler acısı eğitimden de gerekli bilgi ve eğitimi alamaz ve birde üstüne biz büyükleri tarafından horlanırsa, bu nesilden nasıl verim alınır?

TOPRAKLARIMIZ YILLARDIR ATIL DURUMDA!

Topraksız tarım seraları nerelere kurulabilir?

Topraksız tarım seraları su bulabildiğiniz her yere kurulabilir. Her evin bahçesine kurulabilir. Yılda kısa sürede yetişebilen bir kaç ürün yetiştirile bilinir. Bu konuya da girmeyeyim çünkü bu da ayrı bir röportaj konusu. Ya da tek bir ürün dahi yapsa uzun süre verim alabilir. Bir dekar seradan yılda iyi bakıldığında 40 ila 50 ton arasında domates alıyorlar. Bizim üreticilerimizde bir iki yıllık tecrübeden sonra bu rakamlara ulaşa bilirler. Hele hele bizim bölgemiz termal enerji kaynakları bakımından oldukça zengindir. Erciş’te var, Çaldıran’da var Özalp’te var ve belki birçok yerde sondajla çıkarılabilir. Hele Erciş’teki boşu boşuna akıp giderken Altındere harasının arazisi o termal enerji kaynağının yanı başında ve yıllardır atıl durumda bir şey üretilmiyor.

“AVRUPA PİYASASINA ÜRÜN İHRAÇ EDİLEBİLİR”

Organize sanayi bölgeleri gibi topraksız yetiştiricilik yapılan seracılık bölgesi olarak planlansa boşa akan oraya getirilip üretim yapacaklara planlı ücretsiz dağıtılsa, ücretsiz diyorum. Çünkü devlet suyun bedelsiz verdiği takdirde oradan çıkacak ürün ihracata gidecek ya da iç piyasada satılacak ve dolaylı dolaysız devlet hem girdilerden hem de çıktılardan vergi almış olacak. Bunlar istihdam saplamış olacak ve en önemlisi yöreyi kalkındıracak. Ayrıca dünyanın en sağlıklı ürünlerini üretmiş olacağı için özellikle Avrupa piyasasına ürün ihraç edecek.

“SU KAYNAKLARIMIZ AZ”

Küresel ısınmayla birlikte iklim koşulları da değişiyor ve verim azalıyor. İnsanların tarıma yönelmesi ve tarımdaki verimliliğin artması için topraksız tarım ne gibi alternatifler sunuyor?

Küresel ısınmayla birlikte bizim Anadolu coğrafyası en çok etkilenen coğrafyalardan biridir. Özellikle orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’nun güneyi en çok etkilenen bölge oluyor. Zaten su kaynaklarımızda az. Bölgedeki barajlarımız son yıllarda kapasitelerinin çok altında su biriktiriyor ve biriken su her geçen yıl daha da azalıyor. Su planlaması da tam yapılamıyor. DSİ yılların tecrübeli kurumu onlardan alınıp sulama birliklerine verdikleri günden buyana planlı su dağıtımı yapılmıyor. Gidin çiftçilere sorun su dağıtım kartı hiç gördünüz mü? O da ne diye size soracaklar. Çünkü hiç görmemişler. DSİ eskiden kartla dağıtım yapardı. Şu anda orada görevli arkadaşlarımız zamanında bu bahsettiğim planlamayı yapıyorlardı bu günde yaparlar. Bu konuya neden özellikle vurgu yapıyorum çünkü su sıkıntımız var ve daha da olacak. Bu yüzden su planlaması iyi yapılmalı ve az su tüketen üretim yöntemleri kullanılmalıdır.

Bu sistem gübre ve su oranında tasarruf sağlıyor mu? Ya da başka ne gibi faydaları veya zararları var?

Topraksız tarımda az su tüketimi olan üretim tekniklerinden biri ve en önemlisidir. Çünkü az suya karşılık dar alanda kaliteli çok ürün üretme olanağı sağlıyor. Topraklı tarımda kullanılan suyun üçte biri kadar su kullanılıyor. Elde edilen ürün bazında değerlendirirsek bu oran 1/10 oranlarına kadar düşer. Sadece su değil gübrede aynı şekilde topraksız tarıma göre yüzde 40-50 daha az kullanılır. Çünkü verilen gübre milyonda bir hassasiyetle hazırlanarak verilir. Biz kendimiz yaptığımız çalışmalarda bizzat bunların testini yaptığımız için söylüyorum. Besin reçetelerini bitkinin gelişme dönemine ve havaların sıcaklık durumuna göre ayarlama şansın var çünkü toprak olmadığı için tüm besinleri sıfırdan dışarıdan veriyorsunuz dolayısıyla besin elementlerinde herhangi bir eksiklik ya da fazlalık olmuyor.

AKILLI PLANLAMALAR YAPILIRSA KALKINMA KOLAY OLUR!

Tam bitkinin istediği kadar veriyoruz. Dolayısıyla bitkiler son derece dengeli beslendiği için verim ve kalite de değişiyor. Daha kaliteli ürün elde ediyorsunuz. Hele termal ısıtmanız varsa çok daha kaliteli ürün üretme avantajlarına sahip oluyorsunuz ki bu da seni diğer rakiplerinin bir kaç adım önüne geçiriyor. Bu coğrafyada akıllı planlamalarla bu memleketi kalkındırmak o kadar kolay ki. Çünkü bize bahşedilen çok nimet var. Fakat bu nimetlerin farkında olacak anlayış ve bilgiye sahip olmadığımız için kaynaklarımız heba oluyor. Tıpkı gençlerimiz gibi. Beyinlerimiz gibi.

Kalkınma için neler yapılabilir?

Yapılması gereken çok basit. Düzgün planlama ve planları uygulama. Ama bunlar yapılırken, her ferde bu ülkenin bir vatandaşı gözüyle bakılıp istisnasız işin ehli olan kim olursa olsun yetki ve sorumluluk verilip, karşılığı aynı titizlikle istenmelidir. Bu basit ve insani yaklaşımın sonucunda gelişme ve kalkınmanın olmaması mümkün değildir. Bu açılardan bakıldığında, topraksız tarım sistemi hem az su tükettiği için su tasarrufu sağlamış olur hem gübre tasarrufu dağlıyor. Hem de bu bölgenin bu üretim yöntemi içim çok önemli avantajları var.

Nedir bunlar?

1. Bölgenin jeotermal enerji kaynakları öncelikli olarak bu üretim için kullanılabilir.

2. Ayrıca güneş şehri olmamızdan dolayı güneş enerji panelleri kurularak enerji üretimi yapılabilir.

3. Topraksız tarım için kullanılabilecek ortam materyallerinden torf, ponza ve perlit kaynakları bakımından zengin bir bölgedir. Bunlarda yetiştirme ortamı olarak kullanılabilir.

4. Yazın sıcaklık çok aşırı olmadığı İçin kesintisiz üretim yapılabilir.

5. Ürün çeşitliliği imkanı çok olabilir. Yıl içinde farklı zamanlarda farklı ürünler üretilebilir.

6. Sağlıklı ürün yetiştirme imkanı sağlayan bir bölgede olduğumuz İçin pazarlama sıkıntısı yaşamayız. Çünkü diğer üretim yöntemlerine göre hem gübre ve hem de ilaç az kullanılır.

7. Tarımın genel anlamda girdi maliyetleri yüksek, ancak bu maliyetler, yukarıda saydığım yöntemler uygulandığı takdirde azalacaktır.

8. Tüm bunların yapılması için ön yargısız yönetici, iyi planlama ve bilenlerle işbirliği. Bize gelirlerse yapacağımız tek hesap devletimizin ve milletimizin menfaatidir.

Editör: TE Bilisim