15 Temmuz 2016 tarihi Türkiye için önemli ve kritik bir tarih.

Gelecek yıl 100 yaşına girecek ülke geçmiş yıllarda da birçok darbe girişimi ve darbeye şahitlik etti elbette.

Ama hiçbir darbe 2016 yılındaki hain girişim kadar konuşulmadı, tartışılmadı ve beklenilmeyen bir sona sahip olmadı.

Geçtiğimiz yıllarda ordu eliyle gerçekleştirilen ve tamamı nihayete erdirilen darbelerden farklı olarak bu darbe halkın “Dur” dediği ve göğsünü siper edip engel olduğu girişim olarak tarih sayfalarına not düşüldü.

Terör örgütü FETÖ’nün askeri güçler başta olmak üzere diğer yapılanmalarının desteği ile başaracağını sanıp harekete geçtiği o darbe Türkiye’nin demokrasi destanı olarak yüzlerce yıl yaşayacak bir direnişin adı oldu.

Tam 6 yıl önce gerçekleştirilmeye çalışılan o darbe, halkın dik durarak, canını feda ederek, tankların altına yatarak, uçakların hedefi olarak engellediği ve geçit vermediği önemli bir direniş oldu.

251 kişinin şehit olduğu, canını feda ettiği darbe teşebbüsü binlerce insanın da gözünü kırpmadan silahların, tankların, tüfeklerin karşısında durduğu bir direniş olarak hafızalardaki yerini aldı.

Canla, etle, tırnakla direnişi gerçekleştiren bu direnişin en önemli tarafı FETÖ’nün darbesine engel olmak değildi elbette.

Vesayetin, darbelerin bitmeye yüz tuttuğu bir dönemde, 21’inci yılda hala darbeden medet uman kesimlere ve gelecekte bunu denemeye cürret edeceklere verilen tarihi bir cevaptı.

Geçmişinde sayısız destanlar yazan, büyük direnişler ve zaferler kazanan milletin demokrasisine göz dikmenin bundan sonra mümkün olmadığının öğrenildiği ve ezberlendiği bu darbe işte bu yönüyle önemli ve kıymetli.

Nasıl ki geçmişteki darbeler bir sonrakinin olabileceğinin kanıtı ve motivasyonunu oluşturduysan, bu darbe teşebbüsü ise Türkiye’de artık hiçbir gücün böyle bir girişime kalkıştığında karşısında halkı göreceğinin işareti oldu.

Halk darbeyi sonsuza dek rafa kaldırdığını, hiçbir gücün buna girişemeyeceğini terör örgütü mensuplarına da gelecekte bunu deneme niyeti olanlara da canından vazgeçerek gösterdi.

Van’da bu direnişin önemli yerlerinden birisi oldu.

O gece, 15 Temmuz 2016 yılının akşamında başlayan hareketliliğin önemli üslerinden birisi de Van’dı.

Darbeciler Van’ı da bölgenin merkezi olarak kullanmaya, buradan uçaklar kaldırmaya, organizeyi bu bölgede Van üzerinden yapmayı planlıyorlardı.

Van’da da ciddi bir hareketlilik ve telaş vardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul havalimanına geçmeden yaptığı çağrılar sürerken Vanlılar alanlara inmeye başlamıştı bile.

Kentin dört bir yanında toplanan Vanlılar alanlara akın ediyor, şehir merkezine toplanıyordu.

Askeri alanlar önünde toplanıp etten duvarlar ören Vanlılar, kontrolü ele vermemek için direnirken bir taraftan da Beşyol meydanında buluşuyordu.

O meydandaki insanların sayısı bir, on, yüz, bin, on bin oluyor ve kalabalık her geçen gün artıyordu.

O gece Beşyol’daki o kalabalık darbecilerin en çok ürktüğü karşı koyuşlardan birisinin adresi oldu.

O tarihten sonra aylarca nöbet tutuldu.

Sonra o nöbet tutulan alanın adı Okçular Tepesi oldu.

Kimisi böyle adlandırdı.

Kimisi Demokrasi Meydanı…

Farklı isimler konan o bölgede Vanlılar o tarihten sonra kontrolü hiçbir darbeciye bırakmadı elbette.

Her yıl o alanlarda buluşmalar oldu, mesaj verildi, adresine gönderildi.

Geçmişte bu ülke için Çanakkale’de aynı cephelerde savaşarak ülkesi için göğsünü siper eden Vanlılar tüm Türkiye’ye aynı mesajı bu süreçte de verdi.

En nihayetinde…

Bu kez mesele Türkiye meselesi oldu.

Ve Türkiye halkı geçilmedi.

Darbe gerçekleşmedi.

Halk gerçek bir demokrasi duruşu ortaya koydu.

O tarihten beridir de bugün Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak anmaların adı oldu.

Yaşayanları, tanıkları o günü unutmuyor.

Unutmayacak.

O direniş öyle bir direniş ki tarih sayfalarındaki en büyük direnişlerden birisi olarak hep de yaşayacak.

Ve bu direnişte Van’ın yeri hep özel ve kıymetli olacak.

O günkü darbe teşebbüsü içinde çok mesaj ve dersi barındırıyor.

Darbeciler dersini aldı, bizler tavrımızı koyduk.

Bu tavrı daim kılmak ve korumak gerekiyor.

Gelecek nesillere aktarmak ve benimsetmek gerekiyor.

Bu ülkenin darbeye değil demokrasiye, ayrışmaya değil birlikteliğe ihtiyacı var.

Halk buna inandığını 15 Temmuz 2016’da gösterdi.

Hala aynı şeyi biliyor, aynı şeyi söylüyor.

Böyle bilinsin, böyle bellensin.

Halkın yazdığı destanın 6’ıncı yılında şehitleri rahmetle anıyor, o zaferi yazanlar ortaya koyduğu demokrasi ve milli birlik ruhunu da bir kez daha kutluyorum.