Türkiye’de olduğu gibi Van’da da artan enflasyon ve yükselen yaşam maliyetleri, işçilerin geçim mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar kira, gıda ve temel ihtiyaç fiyatlarındaki hızlı artış karşısında geçim mücadelesi verirken, bu durum işçilerin belini büküyor. Vanlılar ekonomik kriz karşısında büyük sorunlar yaşarken, Vanlı işçiler adına Şehrivan’a konuşan Türk-İş Sendikası Van İl Temsilcisi ve Türkiye Yol-İş Sendikası Van Şube Başkanı Salih Çalımlı, ekonomik kriz ve yükselen enflasyonun işçiler üzerindeki etkilerini dile getirdi. Başkan Çalımlı, “Hayat pahalılığı ve düşük zamlar işçiyi zorluyor” diyerek bu konuda önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

BAŞKAN ÇALIMLI: PİYASA TAMAMEN KONTROLSÜZ
Başkan Çalımlı, piyasada fiyat istikrarı olması gerektiğini dile getirerek, “Türk-İş Konfederasyonumuzun Genel Başkanı başta olmak üzere Türkiye İşçi Sendikaları olarak şunu diyoruz: Yani piyasada bir fiyat istikrarı olsun. Ücretler artmasın, hayat pahalılığı olmasın, enflasyon yüksek olmasın veya yükselmesin. Belli bir istikrar, bir standartta kalsın. Biz de gerekirse bize de zam verilmesin. Ama maalesef öyle olmuyor. Bir taraftan her gün, hemen hemen her hafta, her ay birçok eşyanın fiyatı değişebiliyor, fiyat artışı olabiliyor. Ama zamlara gelince, kıdım kıdım, tabiri caizse bir nevi baskı altına alarak yüksek hakemi gösterip “vereceğiniz zam budur” deniyor” ifadelerini kullandı.
“ZORDAYIZ, GEÇİNEMİYORUZ”
Kamu toplu iş sözleşmelerinde imzalanan çerçeve protokolün beklentileri karşılamadığını belirten Çalımlı şunları söyledi: “Çok düşük bir zam öngörüyorlar ki bu gerçekten hem bizi tatmin etmiyor hem de piyasaya göre bizi ciddi şekilde zorluyor, alım gücümüzde büyük düşüş oluyor. Zaten sloganımızda da oydu: “Zordayız, geçinemiyoruz.” Gerçekten de öyle bir durumdayız. Bir sözleşme imzalandı; çerçeve protokol çıktı. Ancak bu, kötünün iyisi diyebileceğimiz bir sözleşme çünkü istediğimizi alamadık. Şimdi mesela çerçeve protokolü imzalanmış, hükümet tarafı zengin sayılabilecek insanlara ne dedi? “Sizler yüzde 43,23 zam yapabilirsiniz kiralarınıza.” Eğer daireleriniz, dükkânlarınız kiradaysa bunlara yüzde 43,23 zam yapabilirsiniz dedi. Ama bize döndü ve “yüzde 16 verebilirim” dedi.”

VAN’DA GEÇİNMEK ZOR: KIT KANAAT GEÇİNME!
Vanlıların geçim derdine ilişkin konuşan Çalımlı, “Burada bir çelişki var. Vatandaşı görmezden gelme veya derdine katlanmama söz konusu. Çalışan arkadaşlarımızın bugün piyasaya göre çok düşük seviyede maaşları var. Bu sözleşme de kısmen bunu biraz düzeltti. Öte yandan asgari ücretle çalışan milyonlarca kardeşimizin çok büyük sıkıntıları, ıstırapları var. Birçok insan kirada oturuyor; aldıkları maaşın neredeyse tamamı Van gibi bir ilde bile kira bedeli olabiliyor. Van gayri safi yurt içi hasıla son sırada; Van fakir. Alınan ücretlerle verilen zamlarla dört kişilik bir ailenin geçimi mümkün değil. Kıt kanaat geçinmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“ÜCRETLER ARASINDA BÜYÜK DENGESİZLİK VAR”
Maaş farklarına dikkat çeken Çalımlı, “Temsil ettiğimiz arkadaşların birçoğu borç içinde, geçinemiyor. Kirada oturanlar var, ücretli çalışanlar var, nüfusu fazla olanlar var, öğrencisi olanlar var. Asgari ücretle kıyas yaptığımızda belki bir nebze durum biraz daha iyi. Ama asgari ücretli de zaten çok zorlanıyor. Ücretler arasında aşırı bir dengesizlik var. Emekliler var, çalışanlar var. Çalışanlar arasında da bir ayrım var. Çalışma hayatında insanlar çok farklı maaşlar alıyor. Bunların gerçekten elden geçirilip düzenlenmesi gerekiyor. Mesela Türk-İş Konfederasyonu her ay bir fiyat araştırması yapıyor, bir anket çalışması gerçekleştiriyor ve gerçek enflasyonu ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.

YOKSULLUK ARTTI, İŞÇİLER MAĞDUR!
Çalımlı, Türk-İş’in her ay yaptığı fiyat araştırmasını hatırlatarak, “Son yapılan ankette dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 26 bin TL, yoksulluk sınırı ise 87 bin TL olarak belirlenmiş. Yoksulluk sınırı içerisinde dört kişilik bir ailenin zorunlu masrafları; kirası, giyim, gıda ve mutfak giderleri dikkate alınıyor. Peki, bu gelirlerden hangisi var? Ne memurda, ne işçide, ne de asgari ücretlilerde. İnsanlar çok zor bir geçim standardında yaşamaya çalışıyor” dedi.

“HEPİMİZ KATMA DEĞER SAĞLIYORUZ, EKONOMİNİN BU HALE GELMESİNDE BİZİM BİR SUÇUMUZ YOK!”
Çalımlı, çalışanların ekonomiye katkısına dikkat çekerek, “Sonuçta hepimiz bir katma değer üretiyoruz. Bu ekonominin bu hale gelmesinde bizim bir suçumuz yok; tam tersine bizler katma değer sağlıyoruz. Enflasyonun yüksek kalması, hayat pahalılığının artması bizim sebebimiz değil. Faiz oranları yüzde 50’lerde seyrettiği için ekonominin düzelmesi de zor. Alınan maaşlarla ne yapabiliriz? Yat, kat, daire veya araç almak mümkün değil. Ancak ayakta durmaya çalışıyoruz. Aldığımız maaşlarla bakkala, kasaba, markete, lokantaya harcama yapıyoruz ve bir döngü sağlıyoruz. Bu durum piyasayı da canlandırıyor. Ücretler biraz daha yüksek olsa yine yatırımlar yapılamayacak; ama piyasaya harcama yapılacak, bir döngü oluşacak ve ülke ekonomisi canlanacak” ifadelerini kullandı.
ZENGİNLER DAHA ZENGİN, ORTA HALLİ VE FAKİR AİLELER DAHA DA GERİYE DÜŞÜYOR
Faiz oranlarının yüksekliğinin ekonomiyi dar boğaza soktuğunu belirten Çalımlı, “Vergiler çok yüksek. Ocak ayında maaşlardan yüzde 15 kesiliyor, 3-4 ay sonra yüzde 27’ye çıkıyor. Yıl sonunda yüzde 35’e kadar çıkabiliyor. Maaşın neredeyse yarısı gidiyor. Bu vergiler paradan para kazananlara gidiyor. Ayrıca dolaylı vergiler de var ve bunlardan da vatandaş katlanıyor. Sonuç: Zenginler daha zengin, orta halli ve fakir aileler daha da geriye düşüyor, alım gücü düşüyor. Bunu düzeltmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
“DENETİM VE CEZALAR ŞART”
Çalımlı, denetim mekanizmasının iyi işlemesi gerektiğini vurgulayarak, “Ülkeyi yönetenlerin bu işi çok ciddiye alması gerekiyor. Her hafta, her ay fiyat artışları ve zamlar var. Devlet tarafından çok iyi bir denetim mekanizmasının olması gerekiyor. Denetim mekanizması çok iyi işlenmeli, cezai müeyyideler uygulanmalı, fırsatçılığın önüne geçilmeli. Aksi takdirde geçinme şartlarında iyileşme çok zor olur” diye aktardı.

BAŞKAN ÇALIMLI: DEVLETİN BİLİNÇLİ ADIMLAR ATMASI LAZIM
Çalımlı son olarak, “Sonuç olarak bu işin içinden çıkmak için devletin bilinçli adımlar atması lazım. Faiz, ülke ekonomisini sömürüyor ve insanları darboğaza sokuyor. Faiz lobileri, paradan para kazanan karteller önlem alınmadığı sürece bu işin peşini bırakmıyor. Başka ülkeler kendi vatandaşlarına kolay kredi veriyor ve bunları Türkiye bankalarına yatırıp faiz kazanıyorlar. Biz ise alın terimizle çalışıyoruz, vergilerimizle katkı sağlıyoruz ama kazanç çok az. Çıkış yolu, devletin ekonomiyi yönetme biçimi, faizlerin düşürülmesi ve gerçek enflasyonun göz önüne alınmasıyla mümkün olabilir” dedi.




