Ekonomik anlamda iyi bir tablo çizmeyen Van’da son yıllarda derinleşen ekonomik sorunlar, yalnız maddi değil, manevi anlamda da büyük sıkıntılar yaşatmaya başladı. Öfke haritasında Türkiye’nin en öfkeli illeri arasında yer alan Van’da, bu öfke hali hayatın her aşamasında hissedilirken özellikle ekonomik sıkıntılar bu hali daha da tırmandırdı. Van’da artan işsizlik, geçim sıkıntısı ve borç yükü nedeniyle vatandaşlar psikolojik olarak tükenmişlik hissiyle karşı karşıya kalırken vatandaşın ruh sağlığında ciddi bozulmalar görülmeye başlandı. Caddede, sokakta gergin bir profil çizen Vanlıların ekonomik sıkıntılar sonrasında psikolojik kötü oluş hali artarken psikolojik destek ihtiyacı da orantılı olarak her geçen gün artıyor. Manevi anlamda kötü günler geçiren Vanlıların durumu endişe yaratırken konunun uzmanı psikolog Selva Kaya, Van’da ekonomik sorunlar nedeniyle kaygı, depresyon ya da stres şikâyetlerinde bir artış olduğunu teyit etti. Bu şikâyetlerin günlük sohbetlere bile sirayet ettiğini belirten Kaya, “Van’da artık çocuklar bile geçim derdinden söz ediyor” derken bu konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.
KAYA: EKONOMİK SIKINTILAR VANLILARIN RUH SAĞLIĞINI ZEDELİYOR
Kaya, son yıllarda Van’da artan ekonomik sıkıntıların vatandaşların günlük yaşamını nasıl etkilediğini açıklayarak, “Ekonomik belirsizlik, işsizlik, borç yükü ya da geçim sıkıntısı gibi durumlar gelecek kaygısı ve strese neden olur. Kişi eğer bu duygudurumla etkili bir şekilde baş edemezse stres ve kaygı kronikleşir. Kronik stres; uyku problemleri, konsantrasyon zorluğu, öfke ve sabırsızlık gibi pek çok olumsuz duruma yol açabilir. Uzun süreli ekonomik sıkıntılar umutsuzluk, hayattan tat alamama, geleceğe dair beklentilerin azalması gibi depresif belirtilere yol açabilir. Gelir kaybı ya da işsizlik yaşayan bireylerde yetersizlik, değersizlik hisleri gelişebilir. “toplumda bir yerim yok” “başarısızım” “istediğim miktarda param yokken kendimi güvensiz hissediyorum” gibi sıkça karşılaştığımız düşünceler özsaygıyı zedeler ve depresif ruh halini besler” dedi.
AŞILAMAYAN EKONOMİK BÜYÜK ÇÖKÜŞLERE NEDEN OLABİLİR!
Ekonomik sorunların neye yol açtığını dile getiren Kaya, “Zihin ekonomik sorunlarla meşgulken günlük işleri yürütmek zorlaşır, verimli çalışmak, plan yapmak veya sağlıklı kararlar almak güçleşir. Psikolojik baskı zamanla bedene de yansır. Baş ağrısı, mide ve bağırsak problemleri, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi durumlar psikolojik baskının bedene yansıdığını gösteren ilk işaretlerdir. Ekonomik zorluklar yaşayan bireylerde madde ve alkol kullanımına yönelim artabilir, aşırı uyuma, yemek yeme ya da dijital bağımlılıklar gibi kaçış yolları gelişebilir. Bununla beraber son zamanlarda ne yazık ki sıklıkla karşılaştığımız gibi ekonomik sorunların getirdiği baskıyla baş edemeyen kişiler intihara yönelebilmektedir. Bahsedilen durumlar herkeste aynı şekilde ve şiddette görülmese de bir zincir halinde birbirini tetikleyerek kişilerin hayatında kendini gösterir” ifadelerini kullandı.
VAN’DA EKONOMİK SORUNLAR NEDENİYLE KAYGI, DEPRESYON VE STRES ŞİKÂYETLERİNDE BİR ARTIŞ VAR!
Geçim derdinin Vanlının ruhsal durumunda ne gibi değişimlere yol açtığını ifade eden Kaya, “Geçim sıkıntısı yaşayan kişilerde öncelikle yetersizlik ve kısıtlanmışlık algısının getirdiği kaygı ve buna eşlik eden öfke gözlemlenmektedir. Ayrıca kişiler geleceğe umutla bakmayı zorlaştıran bir depresif duygu durumla da baş etmek zorunda kalabilmektedir. Van’da ekonomik sorunlar nedeniyle kaygı, depresyon ya da stres şikâyetlerinde bir artış var ve bu şikâyetler günlük sohbetlere bile sirayet etmiş durumda ne yazık ki. Hatta bu durum normalde çocuklara pek yansımamasına rağmen artık çocukların bile ekonomik problemleri içeren cümleler kurduğuna şahit oluyoruz” şeklinde konuştu.
VAN’DA EKONOMİK SORUNLARDAN DOLAYI AİLE İÇİ GERGİNLİKLER YAŞANIYOR!
Kaya, ekonomik zorlukların insan ilişkilerini nasıl etkilediğini açıklayarak, “Ekonomik baskılar kişilerde oluşturduğu olumsuz duygu durum sebebiyle aile içindeki ilişkilerde de gerginliğe yol açar. Van gibi, ailelerin sıkı ilişki içinde olduğu yerlerde borçlanma-borcunu ödeyememe veya bir kişinin ekonomik hamlesinin birçok kişiyi etkileyebilmesi sebebiyle sıklıkla aile içi gerginlikler gözlemlenmektedir. Bunun yanında kişi dışlanma ve yetemeyeceği korkusuyla aile ve arkadaş buluşmalarına katılmayarak sosyal hayattan kendisini soyutlayabilmektedir. Bu soyutlanmayı da kişiler alkol, madde, teknoloji bağımlılığı gibi bağımlılıklarla telafi etmeye çalışabilmektedir. Ekonomik problemler romantik ilişkilerde de problemlere yol açmaktadır. Toplumsal olarak ilişkinin belli bir seviyesine gelen çiftlerin evlenmesi, yuva kurması beklenmektedir. Ancak ekonomik problemler kişilerin aile kurmasını da geciktirmekte veya engellemekte, bu da çiftler arasında çatışmalara yol açmaktadır” dedi.
BU YAŞ GRUBUNDAKİLERE DİKKAT!
Geçim kaygısı ve işsizliğin en çok kimleri etkilediğini aktaran Kaya, “Geçim kaygısı, işsizlik, borçlanma toplumun her kademesinden bireyi direkt veya dolaylı yoldan etkilemektedir. Ancak bu konuda öncelikli risk altında olan kişiler ev geçindirmek konusunda toplumsal bir sorumluluk yüklenen kişiler olacaktır. Doğu kültürlerinde de bu sorumluluk genel olarak erkeklere verildiği için erkekler cinsiyet bağlamında psikolojik baskı altında hissetmeye daha yatkın olacaktır. Yaş grubu açısından bakıldığında ise erken yetişkinlik dönemi dediğimiz 22-40 yaş aralığındaki kişilerin etkin çalışabileceği var sayıldığı için bu kişilerin geçimi sağlamaları konusunda toplumsal bir beklenti gelişmektedir. Bu da bahsi geçen yaş grubundaki kişiler için zorlayıcı bir durumdur” diye konuştu.
CİDDİ BİR UMUTSUZLUK VAR!
Kaya, toplumda umut duygusunun zayıfladığını dile getirerek, “Toplumda geleceğe dair umut duygusunun zayıfladığını düşünüyorum. Ekonomik belirsizlikler kişilerin önünü görmesine, bir hayat planı çizmesine engel oluyor ne yazık ki. Bu da haliyle umutsuzluğa yol açıyor. Geleceğini göremeyen kişiler olumsuz duygu durumların üstesinden gelebilmek için madde ve alkol kullanımı, dürtüsel ve aşırı cinsellik, bilinçsizce para harcamak gibi anlık zevklere yönelebiliyorlar. Bu anlık zevkler yaşanan ekonomik problemlerle tezat oluşturacak şekilde kredi çekmek veya maddi olarak zor durumda kalmak pahasına çok lüks mekânlarda takılmak, pahalı telefon ve giysiler almak ve hatta bunları amaç haline getirmek şeklinde karşımıza çıkabilmektedir” ifadelerini kullandı.