Van’da düzenlenen “Girişimci Kütüphanesi” buluşmasında girişimcilik, sosyal fayda ve marka oluşturma konuları masaya yatırıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Girişimci ve Yöneticiler Derneği (GYD) işbirliğiyle düzenlenen programda gençlere önemli bilgiler aktarıldı. Düzenlenen etkinlikte konuşan İpekyolu Kaymakamı Tufan Bağır Gilan, Van'ın potansiyeli yüksek bir şehir olduğunu söyledi.

Kentteki çocukların, kentlerin yeteneklerinin keşfedilerek işlenmesi gerektiğini belirten Gilan, şöyle konuştu:

"Bu nedenle Van'da böyle bir programın yapılmasını önemli buluyorum. Bu etkinlik için Van'ın seçilmesi beni çok mutlu etti. Coğrafyamızdaki bu insan kaynağı ne yazık ki yanlış yollara da yönelebiliyor. Yanlış düşüncelere de tevessül edebiliyor gençlerimiz. Bunu bir milat olarak görüyorum sizlerin vesilesiyle. Sizlerden de yardım bekliyoruz. Lütfen bu gençlerimizin fikirlerini, düşüncelerini, potansiyellerini fark edin, tespit edin ve akabinde de bize ne düşüyorsa biz de sizlerin bir destekçisi olarak bu projeyi daha geliştirerek gençlerimizi daha güzel seviyelere getirelim." dedi.

GYD Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Anıl Taşdemir de kütüphanelerin bilginin, fikrin ve hayalin bir araya geldiği, geleceğin temellerinin atıldığı mekanlar olduğunu vurguladı.

Girişimciliğin de bu ruhtan beslendiğini anlatan Taşdemir, şunları kaydetti:

"Girişimcilik ekosistemi yalnızca iş dünyasında yeni kapılar açmak değil, topluma fayda sağlamak, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek ve gençlere umut olmak demektir. İşte bu nedenle Girişimci Kütüphanesi Van programımızda sosyal girişimcilikten vizyoner liderliğe, sürdürülebilir kalkınmadan genç girişimcilerin geleceğine kadar çok değerli başlıkları ele alacağız. Bugün her biri alanında önemli katkılar sunmuş kıymetli konuşmacılarımız var. Onların deneyimleri ve vizyonları eminim ki hepinize yeni bakış açıları kazandıracak. Bizler biliyoruz ki girişimcilik yalnızca bir iş kurma pratiği değil, aynı zamanda bir medeniyet meselesidir. Geçmişte bu topraklardan çıkan nice öncü fikir, nice büyük ticaret yolu dünyayı şekillendirdi. Bugün bizlere düşen görev, bu mirası çağın imkanlarıyla yeniden yorumlamak ve geleceğe taşımaktır. "şeklinde konuştu.

TAKVA: YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ KONUSUNDA BİR SEFERBERLİĞE İHTİYACIMIZ VAR

Yerel Girişimlerin Şehir Kalkınmasındaki Rolü" üzerine bir konuşma yapan Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva; gençlerin girişimcilik sorularını cevapladı.

Van, kanser olmasında kim olsun! Van, yine ilk 5'te...
Van, kanser olmasında kim olsun! Van, yine ilk 5'te...
İçeriği Görüntüle

Takva, “Girişimciler tek başlarına sadece parlak fikirleri, cesaretleri ve sahip oldukları sermaye ile yollarını bulmakta zorlanırlar. Ulus devletin çizdiği sınırlar içerisinde girişimcilere çok büyük sorumluluk yüklemek, onları tek başına yerel kalkınmayı domine edecek aktörler gibi görmek haksızlık olur. O yüzden girişimcileri alkışlamak, motive etmek ve yerel kalkınmadaki rollerinin birinci derecede bilinmesini sağlamak gerekiyor. Bunun için kamu otoritesine, karar vericilere, yerel yönetime, kaymakamlığa, yani tüm ulusal ve yerel yöneticilere büyük görev düşüyor. Siz dünyanın en iyi girişimcisi de olsanız, çok iyi bir sermayeniz de olsa, yatırım ortamına uygun parlak fikirleriniz de olsa, eğer kamu otoritesi girişimcinin önünü açacak bir zihne sahip değilse başarılı olamazsınız. Bu nedenle yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda bir seferberliğe ihtiyacımız var. Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne Van, bir sınır kentidir. Sınır kentleri genelde dünyada zengin kentlerdir. Kimin eliyle zenginleşir? Girişimciler eliyle.”

“ZENGİNLİK SADECE PARA SAHİBİ OLMAK DEĞİLDİR”

“Van’ın 1 milyon 150 bin nüfusu var. Hafta sonları ve sirkülasyonla bu rakam 2-3 milyona ulaşıyor. Liberal ekonomik politikalarla yönetilen ülkelerde sınır kentleri sadece mali açıdan değil, kültürel ve sosyal değişim açısından da zenginleşir. Ancak biz Van’da bu potansiyeli yeterince değerlendiremedik. Ben şunu da ifade etmek isterim: Zenginlik sadece para sahibi olmak değildir. Zenginlik bütüncül bir kavramdır; içinde eğitim, edep, ahlak, düzen vardır. Para sadece bir unsurdur. Çok parası olan biri aslında fakir olabilir; bilgili olup parası olmayan bir insan da fakir olabilir. O yüzden zenginliği bütüncül bir kavram olarak değerlendirmek gerekir. 2015 yılında biz yüzümüzü İran’a döndük. 80 km ötemizdeki bu pazardan bugün yılda ortalama 800 bin İranlıyı şehrimizde ağırlıyoruz. Ancak 2015 öncesinde böyle bir girişim yoktu, kamu otoritesi de bunu desteklemiyordu.”

“VAN’IN 1 MİLYON 150 BİN NÜFUSU VAR AMA SADECE 30 BİN VERGİ MÜKELLEFİ VAR”

“Van’ın 1 milyon 150 bin nüfusu var ama sadece 30 bin vergi mükellefi var. Erzurum’un 750 bin nüfusu var, 60 bin vergi mükellefi var. Vergi mükellefi girişimci demektir. Katma değer üreten, istihdam yaratan kişi demektir. Bu tabloyu iyi okumalıyız. Allah bize su vermiş, toprak vermiş, doğa vermiş, güneş vermiş. Urartular binlerce yıl önce buraya “Güneşin Başkenti” demiş. Ama biz daha yeni yeni güneşten nasıl faydalanabileceğimizi tartışıyoruz. Van Türkiye’nin en güçlü güneş enerjisi potansiyeline sahip kentidir.” İfadelerini kullandı.

AVCI: HER ÇAĞDA BİR MARKA YARATMAK ÇOK ÖNEMLİ

Program kapsamında konuşan Wilco Group CEO’su Mehmet Avcı, “Girişimcilikte İletişim, Marka ve Dijital Çağ” başlıklı panelde kendi deneyimlerini paylaştı.

Avcı, markalaşmanın yalnızca bilinirlikten ibaret olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

“Dijital çağdan ziyade her çağda bir marka yaratmak çok önemli. Marka benim için öncelikle kaliteyi ve özgünlüğü temsil ediyor. Sadece aşinalık ya da bilinirlik, markalaşmak anlamına gelmez. Bu süreçte Ar-Ge çalışmaları ve inovatif adımlar çok kıymetli. Aynı zamanda sürdürülebilirlik de markanın kalıcılığı için kritik bir unsur.”

Kendi markalaşma yolculuğunu da anlatan Avcı, Wilco Endüstriyel Temizlik Hizmetleri’nin bugün Türkiye’nin 81 ilinde 15.000 noktada, 6.000 personelle hizmet verdiğini belirtti. Şirketin temellerinin ise 1991’de Van’da kurulan Van Tem Temizlik Şirketi ile atıldığını hatırlattı.

“TÜRKİYE’YE SUSUZ TEMİZLİĞİ GETİRDİK”

2005 yılında merkezlerini İstanbul’a taşıdıklarını aktaran Avcı, markalaşma sürecinde ulusal ve uluslararası örneklerden ilham aldıklarını dile getirdi:

“O dönemde SWOT analizleri yaparak rakiplerden farklı yönlerimizi belirledik. Almanya ile işbirlikleri kurduk, fuarlara katıldık. Dünyada hijyen ve temizlik anlayışındaki yanlış algıları kırmak gerekiyordu. Daha çok su ve deterjanla yapılan temizlik aslında hijyen sağlamıyor, aksine daha fazla mikrop yayıyor. Biz de bu noktada X-Line temizlik sistemini geliştirerek Türkiye’ye susuz temizliği getirdik. Bu, markalaşma yolunda attığımız en önemli adımlardan biriydi. ”dedi

Muhabir: ZENÜN YEŞİL-NECMETTİN DURSUN