Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın. (Ayet)

Yüce Allah’ın yukarıda belirttiğimiz ayetinde; “Yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde” diye öğüt veriyor. Aslında yüce Allah, bu konuda evrensel ahlak ölçülerini koymuş. Ancak bu güzel ölçülere uymak nefsimize ağır geliyor. Bu nedenle bu değerleri hayatımıza aktarmak için değil, maalesef güzel bir söz ve nasihat olarak değerlendiriyoruz. Ancak bunlar öğüt olmakla beraber hayatımızı kolaylaştıracak emirlerdir.

İnsanımızın fıtratı her duyduğunu kabul etmeye ve yaymaya meyillidir. Şöyle bir düşündüğümüz zaman insanlar hakkında yayılan söylentiler çoğunlukla kötü hasletlerdir (Söz ve davranış). Örneğin, kişi rakip gördüğü bir kişinin iyi bir davranışını görmesi hoşuna gitmez ve bunun etrafta anlatılması da çok da işine gelmez. Çünkü (anne -baba hariç) çoğunlukla kişiler herhangi bir kimsenin kendisinden daha iyi olmasını/üstün olmasını hazmedemez. Dolayısıyla insanlar hakkında kötü bir şey duymak iyi bir şey duymaktan da daha haz verici olabilir.

Sokrates'in bilinen Üç Filtre Testi hikâyesi var. Güzel şeylerin çok anlatılması güzeldir. Çünkü her okuyuşta daha önce farkına varmadığımız güzel bir yön buluruz.

Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastladı ve dedi ki, “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?”

“Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. “Bana bir şey söylemeden evvel senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna ‘Üçlü Filtre Testi’ deniyor…”

Sokrates: “Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce, bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.

Birinci filtre ‘Gerçek Filtresi’: Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin?”

“Hayır,” dedi bir süre duraklayan adam… “Aslında bunu sadece duydum ve…”

“Tamam,” dedi Sokrates. “Öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; ‘İyilik Filtresi’: Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?”

“Hayır, tam tersi…”

“Öyleyse,” diye devam etti Sokrates. “Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.

‘İşe Yararlılık Filtresi’: Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?”

“Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir…”

“İyi,” dedi Sokrates derin bir nefesin ardından. “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse bana niye söyleyesin ki?”

Aslında hepimiz bunu biliyoruz. Ama yukarıda belirttiğimiz gibi uygulamayı bir türlü akıl edemiyoruz. Çünkü nefis aklı örtüyor. Hakkımızda olumsuz bilgi duyduğumuzda bunu “kim söyledi” diye uğraşacağımız yerde bu bilginin doğru olup olmadığı veya dışarıdan nasıl göründüğü yönünden bakıp doğru değilse şükür; doğru ise teşekkür etmeliyiz. Uzun yıllar önce yeni göreve başladığım bir yerde ileri gelenlerden biri aleyhine doğru bir işlem tesis ettiğim için benimle uğraşmaya başladı. Kendini çok güçlü gördüğü için kendinden emin bir şekilde beni orada bırakmayacağına dair sağda solda kendini zor duruma sokacak ağır sözler sarf ediyordu. Ancak benim yüceler yücesi güçlü bir koruyucum olduğunu hesaba katmıyordu. Bu sözleri duyan bir kardeşim yanıma geldi. Dudakları titriyor; konuşamıyordu. Onu oturtup sakinleştirdikten sonra konuşmaya başladı: “Müdür bey filan şahıs sizi burada yirmi dört saat bile bırakmayacağına dair ağır sözler sarf ediyor.” Ona “benim için hiç bir sıkıntı yok, rahat ol.” deyince ama bu adam haksız dedi. Cevap verdim: “Haklı olsaydı daha mı iyi olurdu?”