İsrail, 13 Haziran gecesi İran’a yönelik geniş çaplı bir hava saldırısı gerçekleştirdi. İran medyası ve açık kaynaklara göre saldırı; başkent Tahran başta olmak üzere Kirmanşah, Doğu Azerbaycan (Tebriz), Kum, Loristan ve Hemedan eyaletlerini hedef aldı. Saldırıda, İran Ordusu ve Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı bazı üst düzey komutanların ikametgahlarının da vurulduğu bildirildi. İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami’nin hayatını kaybettiği saldırılarda, başkent Tahran’da sivil yerleşimlerin de hedef alınması dikkat çekti. Saldırılarda onlarca İranlı yaşamını yitirirken çok sayıda kişi de yaralandı. Bu sıcak gelişmelerin ardından gözler İran’a sınır olan Van’a çevrildi. Yıllardır başta Nevruz tatili olmak üzere birçok dönemde on binlerce İranlı turisti ağırlayan Van’ın bu olaydan nasıl etkileneceği merak konusuyken, Gagik Tour Yönetim Kurulu Başkanı Engin Pişkin, saldırıların kısa, orta ve uzun vadede Van’a etkisini Şehrivan’a açıkladı.

PİŞKİN: VAN İLE İRAN’IN ORTAK NOKTALARI ÇOK FAZLA

Pişkin, İran’ın Van için önemini dile getirerek sözlerine şöyle başladı: “İran, Van’ın en büyük sınır komşusu. Nüfus olarak da, turizm potansiyeli bakımından da, kültürel olarak da Van’a çok yakın. Bizim İran’da akrabalarımız var. İranlıların da Anadolu’da, Türkiye’de akrabaları var. Yaklaşık 5 bin yıllık ortak bir kültürümüz var. Dile, sanata, edebiyata yansıyan çok sayıda ortak değerimiz bulunuyor. Dolayısıyla, İran ortak noktalarımızın fazla olduğu bir ülkedir.”

İSRAİL’İN İRAN’A SALDIRILARI VAN’I NASIL ETKİLER?

İsrail’in İran’a yönelik saldırısının Van’ı nasıl etkileyeceğini belirten Pişkin, “İsrail’in İran’a saldırısına çok üzüldük. Bölgeyi istikrarsızlaştıran bir gelişme. Komşumuz huzursuzken bizim huzurlu olmamız mümkün değil. Türkiye’nin etrafındaki bölgesel sorunların doğrudan Türkiye’yi etkilediğini hep gördük. Suriye örneği en yakınımızda. 1991’deki Irak Savaşı’nın, Körfez Savaşı’nın etkilerini hâlâ çekiyoruz. Son 15 yıldaki Suriye savaşı, Türkiye’yi hem göç açısından, hem sosyolojik, ekonomik ve kültürel olarak çok derinden etkiledi. Dolayısıyla, İran’daki bu gelişmelerin sonuçları hem Van’ı hem de Türkiye’yi doğrudan etkileyecektir. En fazla da istikrarlı bir ülke olan Türkiye’yi etkileyecektir” ifadelerini kullandı.

PİŞKİN VANLILARIN MERAK ETTİĞİ SORUYU YANITLADI: SALDIRILARIN DEVAMI GELİRSE EN FAZLA VAN ETKİLENİR

Dev şirketin milyonluk projesi Van’da üretime başladı
Dev şirketin milyonluk projesi Van’da üretime başladı
İçeriği Görüntüle

Orta ve uzun vadede Van’ın yaşanacak gelişmelerden nasıl etkileneceğini aktaran Pişkin, “İran, kültürü, sanatı, edebiyatı, gastronomisi ve tarihiyle merak edilen; üst düzey turistin tercih ettiği bir ülke hâline gelmişti. İran yönetimi de bu süreci çok olumlu karşılıyordu. Aslında çok pozitif bir döneme girilmişti. Ancak dünkü saldırıdan sonra İran, en azından bir süreliğine, beyaz yakalıların tercih ettiği bir ülke olmaktan çıktı bence. Bu gelişme çok kısa vadede Van’ı doğrudan etkilemez. Ama orta ve uzun vadede bu saldırıların devamı gelirse en fazla Van etkilenir ve doğal olarak da Van’daki yatırımcılar bu süreçten olumsuz etkilenir” diye aktardı.

VAN’IN TURİZMİ NASIL ETKİLENİR?

Pişkin, Van’ın saldırıların devam etmesi halinde turizmden ciddi anlamda zarar göreceğinin altını çizerek, Pandemi döneminde sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için para harcadık. Savaş ise pandeminin çok daha ağır bir hali. Psikolojik olarak çöküş yaşanır. Pandemi dönemini küçük bir biyolojik savaş gibi düşünebilirsiniz. Türkiye ve dünya bunu birebir yaşadı. İran’daki bu savaş sürerse –ki Allah korusun– belki sınırlar kapanmaz ama çok büyük etkileri olur. İnsanlar harcama yapmak istemez, bulunduğu yerden çıkmak istemez. Dolayısıyla Van, turizm açısından ciddi zarar görür” şeklinde konuştu.

SALDIRILAR DEVAM EDERSE İRANLILAR VAN’A GÖÇ EDER Mİ?

Pişkin, saldırıların göçü nasıl etkileyeceğini açıklayarak şunları söyledi: “Zengin olan İranlılar ülkelerinde kalmaz, zaten gider. Bu, daha önceki savaşlarda da böyle oldu. Suriye savaşında da, Irak savaşında da benzer şeyler yaşandı. Olası bir İran savaşında da zengin kesim ülkeyi terk eder. Bugün İran’ın en zenginleri Kıbrıs’ta yaşıyor. Oradan mülk aldılar, yaşamlarını orada sürdürüyorlar. Bir kısmı İstanbul’a yerleşti, bir kısmı Avrupa’ya gitti. Rejim öncesinde çıkanlar da zaten farklı ülkelerde hayatlarına devam ediyor. Bu süreçte yine en güvenli liman Türkiye olacaktır, özellikle orta sınıf için. Ülkeden çıkamayanlar ise savaşın tüm acı yönünü maalesef birebir yaşayacak. Umarız ki böyle bir şey olmaz.”

“TÜRKİYE DAHA BARIŞÇIL, DAHA AKTİF, DAHA ARABULUCU BİR ROL ÜSTLENMELİ”

Saldırıların bir an önce bitmesi temennisinde bulunan Pişkin sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye çok büyük, çok stratejik bir ülke. Türkiye’nin bu süreçte devreye girmesi ve tüm sınır komşularıyla sıfır sorun politikası çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye, barış görüşmelerinin merkezi olmalı ve bu alanda tarihsel rolünü mutlaka oynamalı. Çünkü bu kriz derinleşirse en büyük sıkıntıyı yine Anadolu yaşayacak. Zaten hep Anadolu yaşadı. Bugün de Türkiye, Anadolu’nun merkezinde yer alıyor. Irak ve Suriye savaşları bunun neye yol açtığını bize açıkça gösterdi. Ekonomik olarak ne durumda olduğumuzu hepimiz görüyoruz. Umarım Türkiye daha barışçıl, daha aktif, daha arabulucu bir rol üstlenir. Bu süreci de, yöneticilerimizden bekliyoruz.

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-NECMETTİN DURSUN