Erdem Yavuz Ekici yazdı: Savunmasız savunma!

Bugün 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü. Yargının kurucu unsurlarından olan savunmanın yılmaz bekçilerinin günü kutlu olsun. Benimde mensubu olmaktan onur duyduğum bu kutlu camia maalesef artık hak ettiği değeri görememekte. Mesleki anlamda maddi ve manevi zorluk yaşayan avukatlar için çember her gün biraz daha daralmakta. Günümüzde özellikle büyükşehirlerde mesleklerini icra eden avukatlar ekonomik zorluklarla boğuşmakta, genç avukatların bin bir meşakkat ve ümitle açtıkları ofislerinin kapsına kilit vurmak zorunda kalmaktadırlar. Ekonomik olarak her meslek dalına sunulan imkanlar avukatlar bahis mevzuu olunca esirgenmektedir. Uzayan yargılamalar, ödemesi geciken vekalet ücretleri, kamu kurumlarının keyfi olarak yapmadığı ödemeler nedeniyle avukatlık mesleği büyük bir kan kaybı yaşamaktadır.

Özellikle stajyer avukatların karşı karşıya kaldığı ekonomik sıkıntılar daha üst seviyelerde olup, adliye stajları dahi yapılırken sosyal sigorta güvencesinden mahrum kalmakta ve staj yaptıkları dönem içerisinde ne devletten ne de bağlı bulundukları avukatlık ofisi veya barodan bir ücret alamamaktadırlar. Halbuki stajı zorunlu olan diğer meslek mensuplarına stajları döneminde hem sigorta hem de ücret ödemesi desteği verilmektedir. Bir yıllık staj döneminin ardından, mesleğe başlayan stajyer avukat, bırakın kendini idare edecek birikimi geleceğe dair ümitlerini de bu staj süresinde kaybetmektedir.

Avukat mesleği icabı hareket ettiğinde, vatandaş tarafından hasım kabul edilmekte; adliyelerde mahkeme çıkışı tehdit edilmekte, icra mahallinde dövülmekte, sövülmekte hatta öldürülmektedir. Dizilerde vekilliğini yaptığı kişilerin yalakası kabul edilirken, iradesi olmayan bir şahıs olarak toplum önüne sunulmaktadır. Oysa avukatlar toplumun bilinci, hafızası ve en büyük koruyucusudur. Yeri geldiğinde bir hakimi, bir savcıyı bir kolluk görevlisini de müdafaa edecek yine avukatlardır. Yukarıda bahsettiğim gibi onlar adaletin yılmaz bekçileridir. Bu mühim mesleğe çalınmaya çalışılan kara leke bunu yapmaya çalışanların en nihayetinde ellerine yüzlerine bulaşmış ve sonunda bir avukata muhtaç olmuşlardır! Avukat toplum sorumluluğunu boynunda taşıyan, topluma şekil ve yön veren çok büyük bir aktördür. Avukat bunu sadece mesleki birikimi ile yapmaz o yaşadığı dönemin münevveri ve entelektüelidir. Bu bakımdan toplumda yüceltilmesi ve el üstünde tutulması gereken bir meslek grubudur.

Bu hissiyatlar ile yazıma son verirken avukatlık mesleğinin toplum ve devlet nezdinde yeniden hakkettiği değeri ve yerini bulmasını temenni ediyor, tüm avukat meslektaşlarımın gününü kutluyorum.

Avukatlar tarih boyu köle kullanmadılar ama hiçbir zaman efendileri de olmadı !