Erdem Yavuz Ekici yazdı: “Van” bi(r)çare!

Yurdumuzun turizm açısından gözde merkezlerinden birisi olduğuna inandığım şehrimizin, bölgesindeki diğer illere nazaran daha az yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği üzücü bir gerçek olup, Diyarbakır, Mardin, Gaziantep, Erzurum gibi illerle turizm açısından rekabet edemeyişi bu alanda da diğer alanlarda ki gibi geride kaldığı maalesef hem istatistiki derlerler hem de öznel verilerle görülmektedir.

İlimize yapılan 1990’lı yıllarda ki turist ziyaretleri dahi bugünden daha fazla olup, o günler adeta bir efsane gibi anlatılmaktadır. O günlerde yabancı turist sayısının bir hayli fazla olduğu, hatta ilimizdeki yerleşik insanların sayısını geçebildiğini, ilimizdeki gençlerin turistlerle İngilizce, Fransızca, Almanca gibi diller konuşabildiğini hepimiz büyüklerimizden adeta bir efsaneyi dinler gibi dinlemişizdir. Peki günümüzde gelindiğinde özellikle yabancı turist çeşitliliğin azalması hatta sadece İranlı turist düzeyine inmesinin nedeni nedir? Hatta şehrimize bayram tatilleri gibi günlerde yerli turist alamayışımızın, bugünlerde şehrimizin yakın illere yerli turist gönderip adeta ıssızlaşmasının esbabı mucibesi ne olabilir?

Oysa ilimizin, yöremizdeki diğer illerden ne tarihi, ne coğrafi ne de gastronomi alanında hiçbir eksiği bulunmamakta hatta fazlası bulunmaktadır. Şelalelerden tutunda, bir medeniyete başkentlik yapmasına, başta kaleler olmak üzere, şehir kalıntıları, kiliseler, ca­miler, mezarlıklar, kümbetler, sulama tesisleri, köprüler ve kitabelere,  dünyaca ünlü kahvaltısından tutunda, başka hiçbir yerde tadamayacağınız leziz yöresel yemeklerine kadar turizme hitap edebilen geniş bir yelpazeye şehrimiz sahiptir.

O halde esas sorun ilimizin tanıtımının ve turizme yönelik bilimsel çalışmaların ve hatta ulaşım konusundaki sıkıntılar hakkında yeterli çalışmaların yapılmayışıdır. Özellikle ülkemizin metropol olarak nitelenen şehirlerinde şehrimizin tanıtımı gıda fuarlarında yapılmalı buralarda ilimize yönelik standlar çoğaltılmalıdır. Özellikle zaman zaman haberlere dahi konu olan ve önünde insanların kuyruğa girdiği yemek şölenlerin yapıldığı fuarların hiç birinde ilimize yönelik bir çalışmaya denk gelememekteyiz. Bu gibi fuarlarda Hatay, Trabzon, Gaziantep vs bir çok ilin yeme içme ve yöresel lezzetlerine ilişkin stantlardan alışveriş yapan ve sırf o lezzetleri tadabilmek için oraya giden insanlar bulunmakta ve ayaklarına kadar gelen bu insanlara illerinin lezzetlerinin yanında diğer turistik güzelliklerini tanıtlanabilmekte ve onların ilgisini cezbederek illerine de getirmeye muvaffak olabilmektedirler. Ben şahsen gittiğim hiçbir yemek veya gıda fuarında ilimizin bu denli temsil edilebildiğine şahit olmadım.

İlimizin tanıtımı sadece kısıtlı bir çevrede kalıp maalesef ülkenin tamamına şamil olamamaktadır. Birkaç yerel internet fenomeninin kısıtlı olanaklarla yaptığı çekim ve tanıtımlardan sadece ilimiz ahalisi haberdar olabilmektedir. Özellikle sanal ortamın verimli olarak kullanılmadığı aşikardır. Bu nedenle İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü veya büyükşehir belediyesi bünyesinde bu konuda daha etkili olabilecek çalışmalar yapılmalı sosyal medyanın gücü kullanılmalı hatta ülke çapında tanınan ve “gurme” yada “gezgin” olarak bilinen ünlü şahıslardan il tanıtımı için faydalanılmalıdır.

İlimizdeki otel yerleşkeleri ve turistik lokantaların sayısı yetersiz olup bu sektörde hizmet veren kurumlar maalesef kalifiye değildir. Özellikle otellerin şehir merkezinde yoğunlaşması ve neredeyse bir çoğunun sadece yatak hizmeti vermesi turistik açıdan doyurucu değildir. Bir şehre gelen turist orayı gezmek istediği kadar dinlenmek de istemektedir. Şehir merkezinin keşmekeşi içerisindeki otellerde turist dinlenme olanağı bulamamakta hatta gürültüden daha çok mustarip olmaktadır.

Turist deyince son zamanlara zihnimizde her ne kadar sürekli dans edip, kıyasıya alkol tüketen ve çılgınca tekstil almak isteyen bir profil canlansa da gerçek turist profili bu değildir. Bu bakımdan otellerin sadece dans geceleri düzenlemesi bir garabet olup, şehri bilen rehberler eşliğinde geziler düzenleyen ve müşterilerin rahatlarını temin eden otellerin varlığı gerekmektedir. Bunun bir yolu da  otellerin göl kıyısına konumlandırılması ile gerçekleşebilecektir. Dolayısıyla göl kıyısındaki otel çeşitliliğin varlığı elzemdir. Böylece gelen turist hem göle girebilecek hem de dinlenme olanağı bulabilecektir. Ayrıca bu sektörde çalışacak elemanlarında kalifiye olmasına dikkat edilmelidir.

Ayrıca spesifik turizm alanlarına yönlenilmesi de il turizminin canlandıracaktır. Örneğin kaplıca turizmi, tıp turizmi gibi spesifik bir alan belirlenerek ilimizin diğer turizm alanlarının önüne geçebileceği bir sektör belirlenmeli ve bunun geliştirilmesinde çaba gösterilmelidir.

Bu konuda söylenecek daha bir çok şey vardır fakat yazının uzun ve sıkıcı olmaması adına ben son olarak ulaşım konusunda uçak sefer sayıları ve fiyatlarının düzenlenmesi konusunun ivedilikle halledilmesi gerektiğine değiniyor ve ilimizi üniversitesinde bir “turizm fakültesi” bulunmasının rahatlığı ile ilimizdeki turist çeşitliliğinin azlığı sorununun fakültemiz tarafından da dert edinilip, araştırılacağına olan imanımla yazıma son veriyorum.