Geçmişte tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin lider illerinden biri olan Van’da son yıllarda hız kazanan göç hareketliliği, en çok kentin temel geçim kaynaklarından biri olan tarım ve hayvancılığı vurdu. Özellikle kırsal bölgelerden kent merkezine ve batı illerine yönelen göç dalgası, üretimdeki insan kaynağını ciddi ölçüde azaltırken bu durum hem hayvancılıkta hem de tarımsal üretimde büyük kayıplara yol açtı. Çoban bulunamaması, tarlaların boş kalması ve meraların işlenmemesi gibi sorunlar nedeniyle Van’da üretim düşerken, artan maliyetler ve azalan verim hem üreticiyi hem de tüketiciyi zor durumda bıkamaya başladı. Van’ın verdiği göçün tarım ve hayvancılığa etkisiyle ilgili Şehrivan’a konuşan Aram’ın Çiftliği işletmecisi ve aynı zamanda çiftçilik yapan Ercan Ensari, yaşanan göçten dolayı iş gücü bulmakta zorluk yaşadıklarını belirterek sorunların çözümü için taleplerde bulundu.
ENSARİ: TARIM VE HAYVANCILIK İNSANLARIN GIDA İHTİYACI DEVAM ETTİKÇE SÜRECEK!
Ensari, tarım ve hayvancılığın önemini dile getirerek, “Tarım ve hayvancılık, insanlık tarihi boyunca süregelen ve insanlık var olduğu sürece devam edecek olan ekonomik ve sosyal bir döngüdür. İnsanoğlunun yerleşik yaşama geçmesi ile birlikte tarım ve hayvancılık daha sistemli bir şekilde yapılmaya başlanmış ve bir gelenek haline bürünmüştür. Günümüzde de bu gelenek insanların gıda ihtiyacı devam ettiği sürece devam edecektir. Tabii ki de kırsal kalkınmanın ve konvansiyonel hayvancılığın gelişimi ile birlikte tarım ve hayvancılığa rağbet artmıştır. Aile işletmelerine olan devlet desteklemelerinin uzun vadeye yayılması durumunda tarım ve hayvancılık aileler arasında ekonomik bir bütünleme oluşturacaktır” şeklinde konuştu.
VAN’IN VERDİĞİ GÖÇ EN ÇOK TARIM VE HAYVANCILIĞI ETKİLİYOR!
Ensari, Van’ın verdiği göçle ilgili değerlendirme yaparak, “Van 1990'lı yıllarda yaşanan siyasi süreç ile birlikte hızlı bir şekilde göç vermeye başladı ve günümüze kadar artarak devem etmektedir. Aile göçlerinin yanı sıra bireysel genç nüfus göçünde de hızlı bir artış mevcuttur. Özellikle son yıllarda yaşanan büyük depremler beraberinde inşaatlarda çalışacak genç bir nüfus ihtiyacını doğurdu. Buda gençlerin dışarıya göçünü hızlandırmış oldu. Yaşanan bu göç dalgası bölgede hem çoban açığını ortaya çıkarmış, hem de tarım ve hayvancılıkta düzenli gelir arayışında olan gençlerimizin göçüne neden olmuştur. Bu durum istihdam alanında büyük bir olumsuzluğa neden olmuştur” dedi.
VAN’DA KIRSALDAN KENTE GÖÇ TARIM VE HAYVANCILIĞI NASIL ETKİLEDİ?
Kırsaldan kente göçün etkilerini dile getiren Ensari, “Van’a doğru yaşanan göç bölgemizde üretimden gelen gücün düşmesine neden oldu. Tarım ve hayvancılık bölgesinde küçükbaş ve büyükbaş hayvan sürülerinde düşüşün yaşanması ile birlikte tarımsal ürünlerin eksilmesinde de aynı sorunlar yaşanmaktadır. Batı illerinde iş gücü fazla olduğundan ucuz iş gücü artmıştır. Bizim bölgemizde ise günlük yevmiyeler 3 bin TL’ye yaklaşmıştır. Bu durum bizlerin de üretim maliyetlerimizi, işletmemize olan girdi maliyetlerimizi arttırmıştır” diye konuştu.
“VAN’DA TARIM VE HAYVANCILIK ALANINDA ÇALIŞACAK İŞ GÜCÜNE ULAŞMAK HER GEÇEN GÜN ZORLAŞIYOR”
Ensari, iş gücü bulmakta yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekerek, “Van’da ve bölgemizde yaşanan göçlerin ardından özellikle tarım ve hayvancılık alanında çalışacak iş gücüne ulaşmak her geçen gün zorlaşıyor. Genç nüfusun büyük oranda şehir dışına göç etmesiyle birlikte hem nitelikli hem de süreklilik arz eden iş gücü ciddi biçimde azaldı. Mevsimlik ya da günlük işlerde çalışacak eleman bulmak bile büyük bir sorun haline geldi. Bu durum üretim sürecini doğrudan etkiliyor; işler ya aksıyor ya da planlanan üretim gerçekleşemiyor. Bu nedenle üretim maliyetlerimiz artarken, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık faaliyetleri her geçen gün daha da zorlaşıyor” dedi.
TARIM VE HAYVANCILIK AZALDI, KÖYLER BOŞALDI: KAPSAMLI BİR KIRSAL KALKINMA ŞART!
Ensari, göçle beraber köylerin boşalmasını değerlendirerek, “Tarım ve hayvancılık yapılan köylerin boşalması, bölge ekonomisinden ziyade bölgenin coğrafi ve fiziki yapılarının bozulmasına neden oluyor. Göç ile birlikte yaşanan hayvan sayısındaki azalmalar et fiyatlarının artışına, süt ve süt ürünlerinde fiyat artışına, dolaylı istihdamın azalmasına doğrudan etki etmektedir. Yaşanan bu durum il ya da bölge bazından ziyade ülke ekonomisinde de olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Özellikle bu durumun önüne geçebilmek için kapsamlı bir kırsal kalkınmanın elzem olduğunu belirtmek isterim” diye aktardı.
ÜRETİM BİTME NOKTASINA GELDİ, VAN OTLU PEYNİR FİYATI UÇTU!
Meraların boş kaldığını ve bununla birlikte otlu peynir fiyatının arttığını belirten Ensari, “Yaşanan ailesel göçlerden sonra Van’da, bölgemizde onlarca yayla boş kaldı. Meralar otlanmadığı için hayvan popülasyonunda farklılıklar görülmeye başlandı. Et, süt ve süt ürünlerinin tamamında üretim bitme noktasına geldi. Van otlu peyniri 500-600 TL bandına kadar yükseldi. Bu durum alım gücünü gerçek anlamda düşürmektir” dedi.
BU TALEPLERİN UYGULANMASI GÖÇÜ TERSİNE ÇEVİRECEK!
Ensari, talep ve önerilerini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu konuda talepler açık ve nettir. Devlet Destekli çiftçi BAĞ-KUR sistemi geliştirilmelidir. Çiftçilere belirli bir süre sonra emekli olma hakkı tanınmalıdır. Kırsal kalkınma programlarının çerçevesi genişletilmelidir. Kalkınma sadece fiziki olarak yapılmış modern ahırların varlığı ile tamamlanmaz. İlgili bölgelerde eğitim, sağlık, yol, internet, ulaşım gibi azami insani ihtiyaçların tamamı sağlanmalıdır. Bu iki talebin yerinde ve doğru uygulanması göçü mutlaka tersine çevirecektir. Bölgenin gelişimi için bu talepler kaçınılmazdır.”