Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük illerinden biri olan Van’da son yıllarda ticarette gözle görülür bir ‘moda’ ve ‘taklit’ yatırım yaşanıyor. Kentte yatırım anlayışı ihtiyaçtan çok modaya ve o dönem ilgi gören trende göre göre şekilleniyor. Kentte belli başlı sektörlerde bir iş tutunca kısa vadede aynı sektörde onlarca işletme açılırken bu durum bir süre sonra sektörde faaliyet gösteren tüm esnafı bir kaosa sürüklüyor. Geçmişte kuruyemişçi, dönerci, lokmacı ve güzellik salonları gibi alanlarda benzer modalar yaşanırken, şu sıralar ‘gece’ temalı restoran, kafe ve mekanlarla birlikte hızlıca sayısı artan bir düğün salonu furyası dikkat çekiyor. Bu kısır döngü devam ederken doygunluğa ulaşan birçok işletme kepenk kapatıyor. Geçmişte çokça örneği bulunan Van’daki bu moda ve taklit yatırımlarla ilgili Şehrivan’a konuşan İleri Girişim Oluşumu (İGO) üyesi, Vanlı iş insanı Mahfuz Arslan, kentteki yatırımcıların özgün fikirler üretmeyip taklit ettiğini belirterek, planlı ve uzun vadeli yatırımların hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. 

ARSLAN: VAN’DA YATIRIMLAR “MODA” HALİNE GELDİ

Arslan, Van’da yatırımın ‘moda’ etkisiyle yapıldığını belirterek, “Türkiye ekonomisi son birkaç yıldır iyi bir eğilimde değil. Van da ne yazık ki son yıllarda ekonomik olarak zor günler yaşıyor. Bu durum da ticarette risk unsuru oluşturuyor. İnsanlar, bu tablo ve yerel ticaret kültürünün etkisiyle, ticaret yaparken risk almak istemiyor. İnovatif fikirlerle yeni iş alanı açmaktansa, “Ahmet kazanıyor, Mehmet kazanıyor, hadi biz de kazanalım” diyerek kısa vadeli kazanç yollarını tercih ediyorlar. Bu da, ticarette ‘moda etkisini’ beraberinde getiriyor” dedi. 

VAN’DA NE MODA İSE YATIRIMCILAR ONA YÖNELİYOR: PLANSIZ VE KISA VADELİ YATIRIMLAR!

Kentteki yatırımcıların aynı sektörlere yönelme nedenini dile getiren Arslan, “Kentte bir iş tutunca herkesin aynı sektöre yönelmesi, ticaret kültürümüzün oldukça zayıf olduğunun açık bir göstergesi. Yeni fikirler üretmek, yeni istihdam alanları oluşturmak yerine, kazanan işin dedikodusunu yaparak sosyal çevremizi etkilemeye çalışıyoruz. Bu nedenle iş yapma potansiyeli olan herkes aynı sektöre yöneliyor. Ardından da o sektörde ticaretin çürüme süreci başlıyor diyebiliriz” ifadelerini kullandı. 

VAN’DAKİ YATIRIM MODASI: HER YIL YENİ BİR TREND, HER YIL YENİ BİR KAPANIŞ

Arslan, Van’da yatırımların plansız ve taklitçi şekilde yapıldığını ifade ederek, “Van’da yatırım trendleri yıllar içinde sık sık değişiklik gösterdi. Bir dönem kuruyemişçiler revaçtaydı; neredeyse her sokakta bir kuruyemiş dükkânı açıldı. Sonra gece dönercileri popüler oldu; gece geç saatlere kadar açık kalan dönerciler bir anda çoğaldı. Ardından lokmacı furyası başladı ve kentte adım başı lokma satışı yapan işletmelere rastlanır oldu. Bir dönem güzellik merkezleri hızla çoğaldı, hemen ardından otel, kafe ve son olarak da düğün salonları trend haline geldi. Ancak tüm bu sektörler, plansız ve aynı anda büyüdükleri için bir süre sonra doyma noktasına ulaşıyor ve çöküş başlıyor. Bu döngü, Van’daki yatırımların plansız ve taklitçi şekilde ilerlediğini açıkça gösteriyor” diye konuştu. 

Van’da 15 saatlik zorunlu su kesintisi! İşte kesinti saati… Van’da 15 saatlik zorunlu su kesintisi! İşte kesinti saati…

VAN’DA SON TREND: DÜĞÜN SALONU

Van’da moda olan düğün salonu furyasını da değerlendiren Arslan şunları aktardı: “Son zamanlarda Van’da düğün salonu açma furyası başladı. Bu furyanın temelinde bir ihtiyaç vardı. 2022 yılına kadar pandeminin etkisiyle bir düğün birikmesi yaşandı. Bu birikimin ardından düğünlerde adeta bir patlama oldu. Düğün salonları taleplere yetişemeyince, arz-talep dengesi oluştu ve kazancın odağı haline geldi. Arsası veya büyük dükkânı olan herkesin ilk aklına düğün salonu açmak geldi. Bunun yanı sıra aşiretçilik ve gösterişli olma çabası da Van’daki ticaret kültürünü etkileyince, düğün salonu sahibi olmak bir itibara dönüştü. Ancak ne yazık ki çok kısa sürede çöküş başlayacak. Şu an kâr marjı yüksek gibi görünse de bu kadar çok düğün salonunun olması ve hâlâ yenilerinin açılıyor olması, yakın gelecekte kaçınılmaz kapanmaları beraberinde getirecektir.” 

“UZUN VADELİ YATIRIMLAR DESTEKLENMEZKEN KISA VADELİ YATIRIMLAR BAŞ TACI YAPILIYOR”

Uzun vadeli yatırım yapanların desteklenmediğini belirten Arslan, “Van'daki yatırımcılar, uzun vadeli ve yenilikçi alanlar yerine kısa süreli popüler işlere yöneliyor. Çünkü halkı düşünen bir iş insanı modeli oluşturulmadı. Bu yüzden de bulunduğumuz durumdan sürekli şikâyetçiyiz. Van’da iş insanlarına üretim sağladıkları için saygı duymuyoruz, onları bu nedenle alkışlamıyoruz. Eğlence mekânı açtığı için, lüks arabası olduğu için, göz önünde olduğu için saygı duyuyoruz. Biz Van halkı olarak, Bitlis’e yatırım yapan Eren ailesi gibi bir potansiyel çıkaramıyoruz. Uzun vadeli yatırım yapanları desteklemiyor, tam aksine yıldırıyoruz. Kısa vadede popüler olanı ise yüceltip, baş tacı ediyoruz. Bu nedenle bu yönelme bana çok normal geliyor” diye aktardı.

TAKLİTÇİLİK ANLAYIŞI, VAN’IN EKONOMİK VE SOSYAL GELİŞİMİNİ NASIL ETKİLİYOR?

Arslan, taklitçilik anlayışının Van’ın ekonomik ve sosyal gelişimini etkilediğini belirterek, “Van’ın geçmişine baktığımızda, taklitçilik anlayışı bu kadar belirgin değildi. En azından Van Et ve Yün Fabrikası gibi kente ait bir marka oluşturulabilmişti. Ancak son on yılda ekonomide taklitçi anlayış çok daha belirgin hale geldi. Aynı sektörde rekabet artınca, fiyat rekabeti başladı. Aynı mahallede beş çiğ köfteci açıldı. Farkında olmadan, eşimizin, dostumuzun ticaretine zarar verecek girişimlerde bulunduk. Bu da Van’ın ekonomik vizyonunu daralttı ve yeni nesil girişimciliğin önünü kapattı” şeklinde konuştu. 

“VAN ÖZGÜN FİKİR ÜRETİMİ VE UZUN VADELİ YATIRIM DÜŞÜNCESİNDEN UZAKLAŞTI”

Kentin özgün fikirlerden uzaklaştığını vurgulayan Arslan, “Gençler artık "Param varsa kafe açarım, restoran açarım; yoksa batıya gider çalışırım" anlayışıyla hareket ediyor. Özgün fikir üretimi, marka oluşturma ve uzun vadeli yatırım düşüncesi, ekonomiye yön veren STK’larda da artık görülmüyor. STK başkanlıklarına aday olanlar dahi marka oluşturma çabası göstermiyor. Sıradan bir ticaret kültürü, maalesef hepimizi aynı noktaya sürüklüyor” dedi. 

VANLI, MODA OLAN YATIRIMLARDAN DERS ÇIKARMIYOR!

Arslan, başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerden ders çıkarılmadığının altını çizerek şunları söyledi: “Daha önce moda olan ancak başarısızlıkla sonuçlanan girişimlerden ders çıkarılmadı. Örneğin, bir dönem Van’da lokmacılar tüm ticaret alanlarını sardı. Trend olan lokma kültürü, Van’ın ihtiyacının çok üzerinde bir üretimle karşılık bulunca çöküş başladı. Peki, bu çöküşü analiz eden oldu mu? Bununla ilgili bir çalışma yapan kurum ya da kuruluş var mıydı? Bu tür girişimlerin tekrarlanmaması için Van’daki ticaret erbaplarına herhangi bir uyarı yapıldı mı? Maalesef hiçbirisi yapılmadı. Yapılmış olsaydı, şu an Van’da bu kadar çok kafenin açılması mümkün olabilir miydi?”

PLANLI VE UZUN VADELİ YATIRIM ÇAĞRISI!

Uzun vadeli yatırımların hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Arslan sözlerini şöyle tamamladı: “Van’ın ticaret kültürünü tamamen değiştirmeliyiz. Kentin dinamikleri bir an önce ortak paydada buluşturulmalı. Kimsenin artık "Van sahipsizdir" demeye hakkı olmadığını düşünüyorum. Van zaten biziz, halkız. Yenilikçi fikirleri savunmayan ve şehre yön vermeyen dinamiklere de veda etmeliyiz. Sürdürülebilir yatırımlar için, sürdürülebilir fikirler ortaya çıkması gerekir. Buna mecburuz. Bu fikirlerin uygulanması için yatırımcının işini kolaylaştıracak yöntemler geliştirmeliyiz. Gelen yatırımcıyı ürkütmemeliyiz. Bir vizyon ortaya koymalıyız.”

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-ZENÜN YEŞİL