Van’da cenaze sahiplerinin yıllardır sürdürdüğü taziye yemeği geleneği, ekonomik yükü nedeniyle tartışma konusu olmaya devam ediyor. Üç gün boyunca taziye evine gelen yüzlerce kişiye yemek ikram etmek zorunda kalan aileler, çoğu zaman maddi imkânsızlıklar nedeniyle borçlanıyor ya da kredi çekmek zorunda kalıyor. Acılarını yaşayamadan ekonomik baskıyla karşı karşıya kalan vatandaşların mağduriyeti artarken, Van Müftülüğü geçtiğimiz aylarda Cuma hutbesinde taziye yemeğinin dinen ev sahipleri tarafından verilmesinin doğru olmadığını, bunun komşular ve yakınlar tarafından yapılmasının sünnet olduğunu hatırlatmıştı. Konuyla ilgili Şehrivan’a değerlendirmelerde bulunan Van İl Müftüsü Dr. Mehmet Sırrı Şık, taziye yemeklerinin aileler için ciddi bir külfete dönüştüğünü ve bu uygulamanın kaldırılmasının toplum yararına olacağını ifade etti.

ŞIK: VANLILAR TAZİYE YEMEKLERİ YÜKÜNÜN ALTINDAN KALKAMIYOR
Şık, vatandaşın bu yükün altından kalkamadığının altını çizerek, “Van’da taziye yemekleri yük, külfet haline gelmiştir. Binlerce insanın aynı öğünde yemek yediği taziyelerin masraflarını karşılamak Türkiye şartlarında çok zordur. Van ise gayrisafi yurt içi hasılada son sıralarda yer alan bir il. Halkın önemli bir kısmı yoksul. Bu nedenle en çok dar gelirli vatandaşlar zorlanıyor; orta gelirli aileler bile bu yükün altından kalkamıyor. Sırf birileri memnun olsun diye bu uygulamanın devam etmesi büyük bir haksızlıktır” diye aktardı.
VAN MÜFTÜSÜ ŞIK TAZİYE YEMEKLERİYLE İLGİLİ KONUŞTU: KALDIRILMASI İÇİN GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDİYOR
Müftü Şık, taziye yemekleri konusuyla yakından ilgilenen kişilerle geniş kapsamlı görüşmeler yaptıklarını ifade ederek, “Kanaat önderleriyle; hem dini açıdan hem de sosyal itibarı olan aşiret liderleri ve “seyda” dediğimiz zatlarla, ayrıca bu meseleyi dert edinmiş ve bundan ıstırap duyan insanlarla hocalarımız birlikte müzakerelerde bulundu. Bu görüşmeler sonucunda gördük ki aslında herkes bu geleneğin kaldırılmasından yana. Ancak toplumda oluşan “mahalle baskısı” diyebileceğimiz etkiler nedeniyle kimse bunu ilk adım olarak kendisi başlatmak istemiyor. “Ayıp olmasın” düşüncesi hâkim” dedi.

“TAZİYE BİR TESELLİ OLMALI, KÜLFET DEĞİL”
Taziye yemeklerinin dini bir gereklilik olmadığını vurgulayan Şık, merkezi vaaz sistemi üzerinden de konunun halka anlatıldığını belirterek, “Biz bu konunun dini boyutunu merkezi vaaz sistemi üzerinden tüm Van’a anlattık. Şunu gördük ki insanlar, bu adeti sürdürmek istemeseler bile mahalle baskısı ve örf-adet sebebiyle devam ettirmek zorunda kalıyorlar. Bu nedenle birçok kişi, masrafları karşılayabilmek için faizli kredi çekmek zorunda kalıyor. Bu ise büyük bir vebaldir. Dolayısıyla toplumu bütünüyle ilgilendiren bu mesele sadece varlıklı insanlar üzerinden değerlendirilemez; zira bu yükün altında ezilen çok sayıda insan var” ifadelerini kullandı.
VAN’DA TAZİYE YEMEKLERİ YÜK VE KÜLFETE DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA!
“Normal şartlarda taziye sahiplerine yemek götürmek dinimizin tavsiyesidir” diyen Şık, günümüz uygulamasının tam tersine döndüğünü dile getirerek, “Bu gelenek İslami bir zorunluluktan değil, tamamen örf ve adetten kaynaklandığı için herkes açısından kaldırılmasının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Normal şartlarda taziye, insanların manevi olarak desteklenmesi ve teselli edilmesi demektir. Fakat günümüzde taziyeler, tabiri caizse bir yük ve külfete dönüşmüş durumda. Bir eziyet hâline gelmiş. Bu nedenle kaldırılması yönünde bir görüş birliğine varıldı ve biz de bunu ilan ettik. Zaten bazı tarikat şeyhleri ve aşiret liderleri bunu kendi bölgelerinde yasaklamış durumda. Süreç adım adım ilerliyor” diye aktardı.

“KİMSE YEMEK VERMEDİ DİYE AYIPLANMAYACAK”
Taziye yemeklerinin kaldırılması yönünde hem halktan hem kanaat önderlerinden büyük destek aldıklarını belirten Şık, bazı aşiret liderlerinin bu uygulamayı bölgelerinde yasakladığını da söyleyerek, “Bu konu resmiyeti ilgilendiren bir mesele değil. Tamamen örf ve adetle ilgili. Biz insanlarımızı ikna ederek, kanaat önderleriyle fikir birliğine vardıktan sonra bunu kamuoyuyla paylaşıyoruz. Yemek verilmemesi halinde kimsenin ayıplanmayacağını anlatıyoruz. Hatta taziye yemeklerine gidilmemesi yönünde tavsiyelerde bulunuyoruz. Kısacası, insanlara hem İslami açıdan hem de sosyolojik açıdan bu geleneğin yükünden kurtulmaları gerektiğini anlatıyoruz” dedi.
“PEYGAMBERİMİZİN TAVSİYESİ TAZİYE SAHİBİNE DESTEK OLMAKTIR”
Hz. Muhammed’in (S.A.V) taziye sahiplerini yalnız bırakmamayı tavsiye ettiğini hatırlatan Şık, “Daha önce de vaazlar verildi. Süreç aynı şekilde devam ediyor. Bir kısım insanın buna karşı olduğu da doğrudur; “Örf ve adetimiz bozulacak” diyenler var. Ancak biz bunu şöyle değerlendiriyoruz: Eğer bir örf ve adet, insanların maslahatına uygun değilse, hele hele dinimizin prensiplerine aykırıysa, sırf adet diye sürdürülmesi doğru değildir. İnsanların genel yararına bakmak gerekir. Dinimizin bu konudaki en önemli tavsiyelerinden biri şudur: Peygamber Efendimiz (S.A.V) taziye sahiplerini yalnız bırakmamayı, onların acılarını paylaşmayı ve onlara yemek götürmeyi tavsiye eder. Oysa günümüzde taziye sahipleri tüm topluma yemek vermek zorunda bırakılıyor” şeklinde konuştu.

ŞIK’TAN ÇAĞRI: BU MESELE SAĞDUYU İLE ÇÖZÜLMELİ
Şık, sürecin sağduyulu şekilde ele alınması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı: “Bu meselenin sağduyulu şekilde ele alınması gerekiyor. “Bu bir örf-adettir” diyerek savunmak yerine, bu geleneğin ne getirdiğine, ne götürdüğüne, insanımıza ne kazandırıp ne kaybettirdiğine bakılmalıdır. Olay doğru bir bakış açısıyla ele alındığında, kolaylıkla çözülebileceğine inanıyoruz. Zaten büyük bir destek var, kaldıran bölgeler de mevcut. Kısa süre içinde bu uygulamanın makul bir seviyeye geleceğini düşünüyoruz.”


