Van Gölü havzasının kuzeyinde binlerce yıllık bağcılık geleneğinin en somut miraslarından biri olarak kabul edilen Erciş üzümü, tarihsel kökleri, özgün tadı ile dikkat çekiyor. Bölge çiftçileri için hem kültürel bir miras hem de alternatif bir gelir kaynağı olan Erciş üzümü, ekonomiye daha fazla kazandırılmayı bekleyen ürünler arasında yer alıyor. Urartulardan bu yana bağcılık kültürünün sürdüğü Van’da Erciş üzümünün hasadı başlarken, kalitesiyle öne çıkan bu yerel asma genetik kaynağının şarabı uluslararası kalite sıralamalarında üst basamaklarda yer alıyor. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve Van’ın en büyük zenginliği olan bu üzümler daha büyük bir ilgi ve alaka görmeyi bekliyor.

2020 yılında coğrafi işaret alan bu özel üzüm çeşidinin, doğru stratejilerle uluslararası pazarda da yer bulabileceğini söyleyen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi, Bağ Yetiştiriciliği ve Islahı ABD Başkanı Prof. Dr. Nurhan Keskin, “Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur” diyerek üzüme sahip çıkma çağrısında bulundu.

KESKİN: ERCİŞ ÜZÜMÜNÜN KATMA DEĞERİ YÜKSEK

Prof. Dr. Keskin, Erciş üzümünün en büyük farkının Van’ın yüksek rakımlı ve soğuk iklimine uyum sağlamış olması olduğunu belirterek, “Erciş üzümü, Van’a özgü, taneleri iri, aroması yüksek ve şeker-asit dengesi iyi yerel bir üzüm çeşidimizdir. İnce kabuğu ve hoş aromasıyla hem taze tüketimde, hem katma değeri yüksek şarap üretiminde, hem de pekmez, pestil, cevizli sucuk gibi geleneksel ürünlerde tercih edilmektedir” dedi.

ERCİŞ ÜZÜMÜNÜN DİĞER ÜZÜMLERDEN FARKI NEDİR?

Erciş üzümünün farkını açıklayan Keskin, “En büyük farkı, yörenin yüksek rakım ve soğuk iklimine uyum sağlamış olması, hem iklim hem de toprak yapısından kaynaklanan özgün tada sahip olmasıdır. Bu bağlamda Erciş üzümü adaptasyon kabiliyeti, kültürel ve tarihsel değeri, özgün tat profili ve coğrafi kimliği sayesinde Van ilinde sürdürülebilir bağcılık ve kırsal kalkınma için kritik bir kaynak niteliğindedir” ifadelerini kullandı.

ERCİŞ ÜZÜMÜNÜN BÖLGE HALKI İÇİN ÖNEMİ BÜYÜK: “VANLININ YAŞAMINDA DERİN BİR YERE SAHİP”

Erciş üzümünün bölge halkı için büyük önem taşıdığını dile getiren Keskin, “Aslında Erciş üzümü sadece bir tarımsal ürün değil, bölgenin kültürel kimliğinin bir parçasıdır. Yüzyıllardır ailelerin geçim kaynağı olmuş, bağcılık kültürüyle birlikte kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Düğünlerde, sofralarda hep yer bulmuştur. Bu nedenle Erciş üzümü, halkın ekonomik yaşamı kadar sosyal yaşamında da derin bir yere sahiptir” diye aktardı.

ERCİŞ ÜZÜMÜ, ZENGİN BESİN VE SAĞLIK KAYNAĞI!

Erciş üzümünün kimyasal ve besinsel özelliklerine de değinen Keskin, şunları söyledi: “Erciş üzümü, dengeli şeker-asit oranı ve zengin fenolik bileşikleriyle dikkat çeken bir üzüm çeşidi aslında. İçeriğinde mineral maddelerin yanı sıra siyah kabuklu olduğu için antioksidan özellik gösteren başta resveratrol olmak üzere zengin fenolik bileşiklere sahip. Bu bileşikler bağışıklık sistemini destekler, kalp-damar sağlığına katkıda bulunur. Resveratrol içeriği yönüyle Erciş üzümü, dünyaca ünlü kırmızı şaraplık bir çeşit olan Cabernet Sauvignon ve Öküzgözü ile Kalecik karası gibi ülkemizin popüler üzüm çeşitlerini geride bırakmıştır.”

Van’a yeniden kar yağışı geliyor: Tarih belli oldu!
Van’a yeniden kar yağışı geliyor: Tarih belli oldu!
İçeriği Görüntüle

ERCİŞ ÜZÜMÜ HANGİ SORUNLARLA KARŞI KARŞIYA?

Keskin, Erciş üzümünün karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekerek şunları aktardı: “En önemli sorunlardan biri iklim değişikliğinin getirdiği sıcaklık ve yağış dengesizlikleridir. Bunun yanında modern pazarlama kanallarına yeterince entegre olamaması, ulusal ölçekte bilinirliğinin sınırlı kalmasına yol açıyor. Bir diğer sorun bağ alanları giderek azalıyor. Aslında bunun önüne geçmek için “Van Valiliği Vizyon Projeleri Erciş Üzümünü Çoğaltma ve Yaygınlaştırma Projesi” kapsamında çok fazla Erciş üzümü fidanı dağıtıldı.”

ERCİŞ ÜZÜMÜNE BAKARSAN BAĞ OLUR, BAKMAZSAN DAĞ OLUR

Üzümün özellikle gelişme döneminde ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Keskin, “Ama yeterli değil. Genç nüfus bağcılığa ilgi göstermiyor. Bu da Erciş üzümü bağlarının sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Bağcılık yoğun emek isteyen bir tarım kolu. Özellikle gelişme dönemi olan Nisan ile Ekim ayları içerisinde kültürel işlemlerin (kış ve yaz budamaları, gübreleme, ilaçlama, yabancı otla mücadele) ihmal edilmemesi önemli. Atalarımız ne demiş “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.” dedi.

ERCİŞ ÜZÜMÜNÜN GELECEĞİ PARLAK: “ULUSLARARASI MARKA OLABİLİR”

Üzümün geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Keskin, “Doğru stratejilerle Erciş üzümünün geleceği aslında çok parlak. Coğrafi işareti 2020 yılında Van Ticaret Borsası Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin desteği ile aldı. Artık markalaşma çalışmaları yapılmalı. Bir kimliği olması adına tescil edilmesi, yurt dışında tanınması adına Avrupa birliği coğrafi işareti alması ve Erciş üzümü festivali yapılması önemli adımlar. Başta Üniversite, yerel yönetimler ve üretici birlikleri birlikte hareket ederse, bu üzüm sadece Türkiye’de değil, uluslararası pazarda da kendine yer bulabilir” şeklinde konuştu.

“KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLER GELİŞTİRİLİRSE ÜZÜMÜN EKONOMİK GETİRİSİ KAT KAT ARTACAK”

Keskin, Erciş üzümü ile ilgili çalışmalarının devam ettiğini vurgulayarak, “Ayrıca katma değerli ürünler (üzüm çekirdeği yağı, fenolik ekstraktlar, fonksiyonel gıdalar) geliştirilirse üzümün ekonomik getirisi kat kat artacaktır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bağ Yetiştiriciliği Anabilim Dalı olarak çok güçlüyüz. Erciş üzümü ile ilgili pek çok yurt içi ve yurt dışı çalışmalarımız var. Bunlar da Erciş üzümünün tanıtılmasında çok kıymetli” diye konuştu.

“HER SALKIMI KÜLTÜREL BİR MİRAS OLAN ERCİŞ ÜZÜMÜNE SAHİP ÇIKALIM”

Tüketicilere de çağrıda bulunan Keskin, sözlerini şöyle tamamladı: “Erciş üzümü, sadece bir lezzet değil, aynı zamanda kültürel bir mirastır. Tüketicilerin yerel çeşitlere sahip çıkması, hem üreticiye destek olmak hem de biyolojik çeşitliliği korumak açısından çok önemlidir. Her bir salkım, yüzyıllardır süregelen bir emeğin ve kültürün ürünüdür. Lütfen bu değerimize sahip çıkalım.”

Muhabir: FATMA NUR POLATCAN-VEYSEL İZGİ