Değişmek istemeyen insanlara zor konuşmalar yapmayı bırak. Herkesi kurtaramayacağını, her şeyi anlatamayacağını kabullenmek… Bazen en güçlü şey, artık konuşmamak. Sessizce çekilmek, çabalamaktan vazgeçmek, kendi huzurunu seçmek.

Varlığına kayıtsız kalan insanlara görünmeye çalışmayı bırak. Varlığına kayıtsız kalanlara kendini göstermeye çalışmak, sürekli onay beklemek, sevilmeye layık olduğunu ispatlamaya çalışmak. Hepsi insanı eksiltir, kendinden uzaklaştırır. Çünkü gerçekten görmek isteyen zaten bakar, gerçekten duymak isteyen zaten yaklaşır. Görünmek için çabalamayı bırakmak, aslında en net görünmeye başlamaktır, kendi gözünde. Ve belki de o zaman, hak edenler seni zaten görür.

Seni bir seçenek haline getiren insanlara öncelik vermeyi bırak. Ben bir seçenek değilim. Değerim, başkalarının kararsızlığına göre ölçülemez. Seni sadece ihtiyaç duyduklarında hatırlayan, boşluklarında seni dolduran ihtiyaç duyduklarında hatırlayan, boşluklarında seni dolduran ama yanında net bir duruş sergilemeyen insanlar… Onlara öncelik vermek aslında kendini son sıralara koymak demek. Önceliği hak eden insanlar, seni bekletmez, net olur, kıymet bilir, yanında durur. Seni bir ihtimal olarak değil bir değer olarak görür.

Hacamat için en uygun günler hangileri? İşte Hacamat Takvimi
Hacamat için en uygun günler hangileri? İşte Hacamat Takvimi
İçeriği Görüntüle

Kendini sevmeye, kendi değerini yeniden inşa etmeye başladığında anlarsın. Seni eksilten hiçbir şey, seni sen yapmaz. Ne bir ilişki, ne bir geçmiş, nede bir hayal… Ve o zaman fark edersin ki bırakmak, aslında kendini yeniden seçmektir. Bazen bir kelimeyi, bazen bir duyguyu, bazen de bir insanı bırakmak gerekir. Bu acıtır evet. Ama acı büyümenin önsözüdür. Ve büyümek, kendine dürüst kalabilmeyi göze alanların işidir.

Bırakmak, her zaman unutmak da değildir. Bazen hatırlayarak bırakır insan. İçinden bir parça hâlâ oradayken, artık orada durmanın kendine zarar verdiğini bildiği için gider. Gitmek kalmaktan daha onurludur. Çünkü bazı savaşlar kazanmak için değil, onurluca çekilmek içindir. Ve unutma, bırakmak bir yenilgi değil, bazen bir zaferdir. Sessiz, sade ama bir o kadar da özgürleştirici bir zafer.

Kaynak: HABER MERKEZİ