ŞEHRİVAN ÖZEL: HAMİT KARAKUŞ/SONER İZGİ -

Geçen ay satılan her iki elektrikli otomobilden 1'i Togg oldu Geçen ay satılan her iki elektrikli otomobilden 1'i Togg oldu

Son yıllarda iklim değişikliği, kuraklık, su seviyesinde azalma ve kirlilik gibi konularla gündeme gelen Van Gölü ve Van Gölü havzası tartışılmaya devam ediyor. Yağışlı geçen kış ve ilkbahara rağmen son 10-15 yıldaki kaybın telafi edilmediği Van’da su eksikliği sürerken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, gölün geçmiş yıllarda yaşadığı değişimleri ve gölün durumuna dair Şehrivan’a özel açıklamalarda bulundu. Van Gölü’nün kendi yağında kavrulan bir göl olduğunu söyleyen Akkuş, Van Gölü’nün tarih boyunca sürekli çekilen ve yükselen bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Akkuş, son dönemlerde ise azalan yağışlar ve artan buharlaşma ile su kaybının bire dört oranında olduğunu söyledi.

AKKUŞ VAN GÖLÜ’NÜ ANLATTI

Şehrivan aracılığı ile yaptığı değerlendirmede gölün belli periyotlarda yağış ve buna paralel buharlaşmaya bağlı yükselip alçaldığını ifade eden Akkuş, Van Gölü’nün o yapısı ile ilgili olarak şunları kaydetti: “Van Gölü dünyadaki en özel göllerden birisi. Neden özel bir göl? Çünkü Van Gölü kapalı bir göl ve 3 bin 712 kilometrekarelik bir yüzey alanına sahip, çok yüksek rakımda dağların arasında bir göl.”

AKKUŞ: VAN GÖLÜ KAPALI BİR GÖL

“Van Gölü’ndeki çekilme haliyle son yıllarda gerek bölgede yaşayan insanların gerekse Türkiye’nin gündeminde olan bir yer. Van Gölü kapalı bir göl. Dışarıya hiçbir su çıktısı yok ve dışarıdan içeriye giren hiçbir su yok. Bu sebepten dolayı havzanın bütün su bütçesi kendi içerisinde. Yani ‘kendi yağında kavrulan’ bir göl. Kendi yağında kavrulan bir havzadan bahsediyoruz. Gölün su bütçesi aslında çok basit iki tane değişkene bağlı. Girdiler ve çıktılar. Göle su girdisi yağmurlar ve kar yağışıyla meydana geliyor, gölden su ise yalnızca buharlaşmayla meydana geliyor.”

“VAN GÖLÜ YÜKSELME VE ALÇALMAYI SÜREKLİ YAŞAMIŞ”

Yağışın fazla, buharlaşmanın az olduğu periyotlarda Van Gölü’nün su seviyesinin yükseldiğine dikkat çeken Akkuş, şöyle konuştu: “Bunun tam tersi durumda yağışın az, buharlaşmanın fazla olduğu dönemlerde ise Van Gölü’nün su seviyesi düşüyor. Van Gölü 800 bin yıllık tarihi boyunca bu yükselme-alçalmayı sürekli yaşamış. Bundan 100 bin yıl önce Van Gölü öyle olmuş ki, Tatvan önünde küçücük bir su birikintisi olarak kalmış. Bugün gölün altında olan yerlerde insanlar yerleşim birimleri kurmuşlar, tarım yapmışlar ama göl bir yükselmiş, şimdiki su seviyesinin 150 metre üstüne çıkmış. Bugün Van Gölü kenarındaki başta Van il merkezi olmak üzere diğer yerleşim birimleri tamamen su altında kalmış. Bizim Van Gölü dediğimiz zaman aklımıza gelen şekil son 6 bin yılda oluşmuş. Dolayısıyla Van Gölü bu denkleme bağlı olaraktan sürekli yükseliyor, alçalıyor.” dedi.

“MEVSİMLERİN YERLERİNİN DEĞİŞTİĞİNE ŞAHİTLİK EDİYORUZ”

Akkuş, küresel iklim değişikliğiyle beraber mevsimlerin yerlerinin değiştiğini ve Van Gölü havzasının geçtiğimiz yıllara nazaran daha az yağış aldığını belirterek, “Van’daki yaşlılarımızla konuştuğumuz zaman size kış ayında evlerinin üzerinde 1-2 metre kar olduğundan bahseder. Ekim ayının ortalarından itibaren kar yağışı olduğunu, Haziran’ın ortalarına kadar kar örtüsünün yerde kaldığından bahsederler fakat artık mevsimler değişiyor. Bizler kış ayına geç giriyoruz, yaz ayını da erken karşılıyoruz.”

BİR DAMLA YAĞIŞA KARŞI DÖRT TAMLA SU BUHARLAŞIYOR!

“Önceden Ekim ayının ortaları gibi yağmaya başlayan kar yağışını artık neredeyse Ocak-Şubat’ın başına veya ortalarına geldiğimiz zaman bekliyoruz. Geçmişte Nisan-Mayıs aylarında hava çok soğukken yani buharlaşma düşükken, şimdi Mayıs ayında yaza girmiş oluyoruz. Bu sebepten dolayı yaz ayının süresi uzuyor, kış ayı olarak nitelediğimiz aylar kısalıyor. Bu Van Gölü için su kaybının temelini oluşturuyor. Havza geçmişteki kadar bol kar yağışı almıyor ve yaz aylarında gelen buharlaşma da yüksek oluyor. Geçen yıl havzaya düşen her bir damla yağışa karşın dört damla yağış buharlaşıyordu. Hal böyle olunca Van Gölü’nde çekilme meydana geliyor.” dedi.

Editör: Necmettin Dursun