Tarihi İpek Yolu’nun önemli duraklarından biri olan Van’da, bir dönemler kenti besleyen kehrizler, bölgenin su ihtiyacını karşılayan en önemli mühendislik yapılarından biri olarak onlarca yıl kullanıldı. Yüzlerce yıl önce inşa edilen bu su kanalları, yeraltı sularını yüzeye çıkararak tarımsal sulama ve içme suyu temininde kullanıldı. Modern su altyapılarının gelişmesiyle ve yeni çalışmalar ile kentin yeraltı zenginliği olan kehrizler zamanla hem kullanılamaz oldu hem de unutuldu. Eski Van’ın en önemli miraslarından olan kehrizler zaman zaman gündeme gelirken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanı Doç. Dr. Şahabettin Öztürk ve İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan, Van’ın saklı mirası kehrizler ile ilgili Şehrivan’a konuştu. Doç. Dr. Öztürk, kehrizlerin hem tarihi hem de ekolojik açıdan büyük bir değer taşıdığını belirtirken başkan Balkan ise, kehrizlerin inşaat mühendisliği açısından eşsiz birer yapı olduğunu ifade etti.
DOÇ. DR. ŞAHABETTİN ÖZTÜRK VAN’IN KEHRİZ POTANSİYELİ HAKKINDA ŞEHRİVAN’A KONUŞTU
2007 yılında Van kehrizleriyle ilgili çalışmalar yapan ve Tepebaşı Mahallesi’nde yer alan Sofuoğlu Kehrizi’ni tescilleyen isim olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Başkanı Doç. Dr. Şahabettin Öztürk, kehrizlerle ilgili Şehrivan’a konuştu. Öztürk, Van’ın kehriz potansiyelini, günümüzde kentte hangi kehrizlerin mevcut olduğunu, kehrizlerin gün yüzüne çıkma ihtimalini anlattı.
YAZ KIŞ VAN’I BESLİYORLARDI
Öztürk, kehrizlerin nasıl yapılar olduğu hakkında bilgi vererek, “Kehrizler, yeraltında inşa edilen, uzunlukları 5 kilometre ile 25 kilometre arasında değişen su tesisleridir. “Kenkan” adı verilen işçiler tarafından yeraltındaki taban suyu belirli bir noktada toplanıp memba şeklinde dışarı çıkarılır. Kışın sıcak, yazın ise buz gibi soğuk su sağlarlar. Su debileri ise 20 ile 150 litre/saniye arasında değişir. Özellikle Akköprü mevkisinde, suyun yüksek debisi değirmenleri çevirebilecek kadar güçlüdür” diye aktardı.
KENTİN İÇME SUYU İHTİYACINI DA KARŞILIYORDU
Öztürk, Van’ın kehriz potansiyelini dile getirerek, “Van, eski ve yeni şehirleriyle içme ve sulama amacıyla kullanılan kehriz adı verilen su tesislerine sahipti. Kehrizler, kökeni Orta Asya’ya dayanan, özellikle İran, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerde kullanılan geleneksel su yapılarıdır. Örneğin, İran’ın Yes kentinde hâlâ yeraltında bu yapılar aktif olarak kullanılıyor. Bu tesisler sadece içme suyunu sağlamakla kalmıyor; bağ-bahçe sulama, hayvanların su ihtiyacını karşılama ve evlerde buzdolabı görevi görme gibi işlevleri de bulunuyor” dedi.
VAN, ŞANLIURFA VE DENİZLİ’DE ÖRNEKLERİ VAR
Türkiye’nin kehriz potansiyeli ile ilgili konuşan Öztürk, “Bu su yapılarının kökeni Orta Asya’ya dayanır. Çin’de “Karez” adıyla bilinir ve İpek Yolu güzergâhında kervanların su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilmiştir. Bugün İran’ın Yes kentinde hâlâ aktif olarak kullanılan kehrizler, evlerin içinden geçerek su sağlar. Sıcak yaz günlerinde ev içindeki kuyular, adeta buzdolabı görevi görür. Türkiye’de ise Van’dan sonra Şanlıurfa ve Denizli’de sınırlı sayıda örnekleri bulunmaktadır” diye konuştu.
“VAN’DA İLK ÇAĞLARDAN İTİBAREN KEHRİZLER KULLANILMIŞ”
Van’da ilk çağdan beri kehrizlerin kullanıldığını belirten Öztürk, “Van’ın topografik yapısı gereği, Erek Dağı’nın eteklerinden hem eski hem de yeni Van şehirlerine su taşınmış. Bu su yapılarının kesin inşa tarihleri bilinmemekle birlikte, ilk çağlardan beri kullanıldığı tahmin ediliyor. Erek Dağı ile Van Gölü arasında yaklaşık 50 metrelik bir kot farkı var ve bu sayede su, doğal bir eğimle şehre taşınmış” ifadelerini kullandı.
KENTE BİR DÖNEMLER TAM 33 KEHRİZ VARDI!
Öztürk, tespitlerine göre geçmişte Van’da 33 kehriz olduğunu, zamanla çeşitli nedenlerden dolayı bu kehrizlerin işlevini kaybettiğini aktararak, “Benim tespit ettiğim ve harita üzerinde güzergâhlarını belirlediğim toplamda 33 kehriz vardı. Bu kehrizlerin bakım ve onarımları, 2003 yılına kadar Devlet Su İşleri bünyesinde kurulan bir ekip tarafından yılda iki kez düzenli olarak yapılırdı. Ancak, bu ekibin lağvedilmesinin ardından sorumluluk Van Belediyesi’ne devredildi. Ne yazık ki, kentin imar planlarının yetersizliği, yüksek katlı binaların inşası, yeraltı çalışmaları ve kanalizasyon tesisleri gibi nedenlerle bu yapılar işlevini kaybetti ve tamamı kullanılamaz hale geldi” şeklinde konuştu.
ÖZTÜRK, GÜNÜMÜZDE VAN’DA HANGİ KEHRİZLERİN MEVCUT OLDUĞUNU AÇIKLADI
Van’da örnek gösterilebilecek kehriz kalmadığının altını çizen Öztürk şunları söyledi: “2007 yılında, Mimarlar Odası Başkanı olduğum dönemde, Tepebaşı Mahallesi’nde yer alan Sofuoğlu Kehrizi’ni tescil ettik. Kültür varlığı olarak kayda geçti ancak bir yıl sonra belediye tarafından yıkıldı. O günden beri Van’da örnek gösterilebilecek bir kehriz kalmadı. Bildiğim kadarıyla, hâlâ İl Jandarma Komutanlığı’nın su ihtiyacı, jandarma içerisindeki kehriz kuyularından karşılanıyor. Van’daki 33 kehrizin dışında, Elmalık bölgesinde ve Saray ilçesinde de bazı kehriz güzergâhları ve kuyuları görmek mümkün.”
KEHRİZLER YENİDEN GÜN YÜZÜNE ÇIKARILABİLİR Mİ?
Öztürk, Sofuoğlu Kehrizi için fizibilite çalışması yapılarak bu yapının yeniden ayağa kaldırılabileceğini belirterek, “Ne yazık ki, eski güzergâhların üzerinde bugün yüksek katlı binalar inşa edildiği için bu kehrizleri yeniden işlevsel hale getirmek çok zor. Ancak, 2007’de tescil edilen Sofuoğlu Kehrizi için bir fizibilite çalışması yapılırsa, belki bu yapı yeniden ayağa kaldırılabilir. Şu anda Van’da örnek gösterilebilecek bir kehriz yok. Oysa bu yapılar, su kaynağı olmanın ötesinde, sosyo-kültürel bir doku oluşturuyordu. Geçmişte, suyun çıktığı kehriz başlarında kadınlar toplanır, sohbet eder ve bu alanlar adeta bir buluşma noktası haline gelirdi. Ayrıca suyun kutsal kabul edilmesinden dolayı kimse o suyu kirletmezdi” diye aktardı.
VAN TARİHİ MİRASLARINI KORUYAMADI: SOFUOĞLU KEHRİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRILABİLİRSE BİR ÖRNEK TEŞKİL EDEBİLİR
Van’da tarihi mirasların korunmamasını eleştiren Öztürk, Sofuoğlu Kehrizi için gerekli adımların atılması gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle tamamladı: “Maalesef Van’da tarihi miraslarımızı koruyamadık. Kehrizler, koruma amaçlı bir imar planının hazırlanmaması, bilinçsiz yapılaşma ve ilgisizlik yüzünden yok olup gitti. Sadece Sofuoğlu Kehrizi yeniden ayağa kaldırılabilirse, belki bir örnek teşkil edebilir. Kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çok daha dikkatli olmalıyız.”
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI VAN ŞUBE BAŞKANI BARAN BALKAN: KEHRİZLER ÇEVRECİ MÜHENDİSLİK YAPILARIDIR
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan da Van’ın kehriz potansiyeli ile ilgili Şehrivan’a konuştu. Başkan Balkan, kehrizlerin önemli mühendislik yapıları olduklarını vurgularken, bu yapıların bir an önce gün yüzüne çıkması gerektiğini dile getirdi. Başkan Balkan, kehrizlerin önemini dile getirerek, “Kehrizler, mühendislik açısından büyük bir öneme sahiptir. Yüzey akışlarından ziyade yeraltı su kaynaklarını kullanmaları sayesinde suyun buharlaşmadan korunmasını sağlarken, yeraltı suyunun kontrollü bir şekilde kullanılmasına da imkân tanır. Böylece, Van gibi yarı kurak iklim kuşağında bulunan bir bölgede su kıtlığına karşı sürdürülebilir çözümler sunar. Kehrizler, yerçekiminden faydalanarak eğimli arazilerde yeraltından açılan galerilerle suyu kaynağından yerleşim alanlarına taşır. Bu sayede, doğal kaynaklara zarar verilmeden su kullanımı sağlanır ve yüzeysel taşkınlar gibi olumsuz etkiler en aza indirilir. Sürdürülebilirlik özellikleriyle, günümüzün modern su yönetimi ilkeleriyle de örtüşen bir sistemden söz ediyoruz. Bu yönüyle kehrizler, tam anlamıyla “çevreci mühendislik yapıları” olarak öne çıkar” dedi.
URARTU’DAN GÜNÜMÜZE: VAN’DA KEHRİZLER YENİDEN HAYAT BULMAYI BEKLİYOR…
Van’ın kehrizler açısından önemini dile getiren Balkan, “Van, binlerce yıllık tarihi boyunca su kaynaklarını en verimli şekilde kullanabilmek adına önemli mühendislik çözümleri geliştirmiş bir şehir. Bu çözümlerin en dikkat çekeni, halk arasında “kehriz” olarak bilinen yeraltı su taşıma sistemleridir. Kehrizler, suyun yer altından eğimli tünellerle taşınarak yüzeye çıkarıldığı ve yerleşim alanlarına ulaştırıldığı, binlerce yıl öncesine dayanan mühendislik harikalarıdır” ifadelerini kullandı. Kehrizlerin Van’daki varlığının Urartu dönemine kadar uzandığını aktaran Balkan, “Kehrizlerin Van’daki varlığı, Urartu Krallığı dönemine kadar uzanır. Urartular, dağlık arazilerde su kaynaklarına ulaşmak için kehrizleri etkin bir şekilde kullanmış ve şehirlerini bu su yollarıyla beslemiştir. Tarihi İpek Yolu’nun kavşağında yer alan Van, Orta Asya su geleneğinden esinlenmiş ve bu geleneksel yapıları korumuştur. Özellikle Erek Dağı eteklerinden Van Gölü kıyısına kadar uzanan topoğrafik yapı, kehrizlerin inşasına doğal bir zemin hazırlamıştır” diye konuştu.
KEHRİZLER NEDEN VAN’IN GÜNDEMİNDE DEĞİL?
Balkan, kehrizlerin Van’da gündemde olmama nedenine dikkat çekerek, “Kehrizlerin gündemde olmamasının temel sebebi, şehir şebekesi ve baraj sistemlerinin devreye girmesiyle birlikte bu yapıların atıl duruma düşmesidir. Kehrizlerle ilgili bilgiler çoğunlukla uzmanların veya tarihçilerin alanında kalmış; halkın geniş kesimlerine yeterince ulaşamamıştır. Ayrıca yeraltında bulunmaları, üzerlerinin kapatılması veya tahrip edilmeleri, halkın dikkatini çekmesini zorlaştırmıştır” diye aktardı.
“VAN’DAKİ KEHRİZLERİN HARİTASI ÇIKARILARAK, KONUMLARI, UZUNLUKLARI VE TARİHİ ÖZELLİKLERİ BELGELENEBİLİR”
Van’ın kehriz haritasının çıkarılarak turizme kazandırılması gerektiğini belirten Balkan şunları söyledi: Van’daki kehrizlerin gün yüzüne çıkarılması ve turizme kazandırılması için çeşitli projeler ve girişimler hayata geçirilebilir. Ancak mevcut kaynaklarda bu konuda spesifik bir proje veya plan bulunmamaktadır. Öneri olarak, Van’daki kehrizlerin haritası çıkarılarak, konumları, uzunlukları ve tarihi özellikleri belgelenebilir. Bu sayede hem akademik çalışmalar desteklenir hem de turizm rotaları belirlenir. Tespit edilen kehrizlerin restorasyonu için uzman ekiplerle çalışmalar başlatılabilir. Bu süreçte, kehrizlerin orijinal yapısına sadık kalınarak suyun yeniden akışı sağlanabilir.
VAN’DA UNUTULMUŞ BİR MİRAS: KEHRİZLER…
Balkan, kehrizlerin vatandaşa sağlayacağı katkıları dile getirerek, “Yeraltı su seviyesinin uygun olduğu alanlarda, kehrizler tekrar işlevsel hâle getirildiğinde, özellikle kırsal bölgelerde içme suyu ve sulama suyu temininde önemli bir rol oynayabilir. Buharlaşma kaybının az olması, suyun verimli kullanılmasını sağlar. Yüksek debili doğal kaynakların bulunduğu bölgelerde, bu sular kontrollü bir şekilde yerleşim alanlarına taşınabilir. Kehrizler, modern su sistemlerinin yerine geçmekten ziyade, onları destekleyen ve ihtiyaçlara yanıt veren alternatif bir su kaynağı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, elektrik gerektirmeden çalıştıkları için enerji tasarrufu sağlar ve çevre dostudur” dedi.
“VAN HALKININ SUYA ERİŞİMİNİ KOLAYLAŞTIRACAK”
Vanlıların kehrizler sayesinde suya daha kolay erişeceğinin altını çizen Balkan, “Van’daki kehrizler uygun koşullarda tekrar yapılandırılırsa, kırsal bölgelerde su güvenliğini artırabilir ve iklim değişikliğiyle mücadelede yerel bir çözüm modeli sunabilir. Ancak bu süreç, mutlaka bilimsel araştırmalarla desteklenen, katılımcı ve yerel yönetimlerle uyumlu bir çerçevede yürütülmelidir. Kehrizler, Van halkının suya erişimini kolaylaştırır. Geleneksel bilgiye sahip ustaların yeniden istihdam edilmesini sağlayarak, kültürel mirasın yaşatılmasına katkıda bulunur. Aynı zamanda, tarım ve hayvancılıkla uğraşan köylerde kırsal kalkınmayı destekler” şeklinde konuştu.
BALKAN’DAN ÇAĞRI: VAN’IN YER ALTINDAKİ ZENGİNLİĞİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARILMALI
Balkan, Van’ın yer altındaki zenginliği kehrizlerin doğru projelerle yeniden hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Sonuç olarak, kehrizler Van’ın binlerce yıllık su medeniyetinin sessiz tanıklarıdır. Modern su yönetimi ile entegre edildiklerinde, hem Van’ın su ihtiyacı karşılanır hem de kentin kültürel mirasını yaşatabilir. Van’ın tarihi ve kültürel belleğinde büyük bir öneme sahip olan bu yeraltı su yolları, koruma altına alındığında yalnızca bir su kaynağı değil, aynı zamanda bir turizm değeri olacaktır. Van’ın toprakları altında saklı kalan bu mühendislik harikaları, doğru projelerle hayata döndürülürse, bölgenin su sorunlarına kalıcı bir çözüm sunacaktır.”