Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapan Van, tarihi zenginliğiyle dikkat çeken bir kent olmasına rağmen, birçok önemli yapı kaderine terk edilmiş durumda. Urartulardan kalan kiliseler, eski yerleşim alanları ve tarihi yapılar yıllardır restore edilmeyi bekliyor. Kentin sahip olduğu bu kültürel mirasın turizme kazandırılamaması hem Van’ın tanıtımına hem de ekonomik kalkınmasına engel oluyor. Yıllardır dile getirilmesine rağmen bu tarihi yapılar sahipsiz bırakılırken, konuyla ilgili Şehrivan’a konuşan Van Gölü Havzası Turizm Derneği (VAHATUDER) Başkanı Abdullah Tunçdemir, bu yapıların korunmaması halinde geri dönüşü olmayan kültürel kayıpların yaşanacağını belirterek, restorasyon çalışmalarının bir an önce başlatılması çağrısında bulundu.
TUNÇDEMİR: VAN’IN EŞSİZ BİR TURİZM POTANSİYELİ VAR
Tunçdemir, Van’ın önemli bir il olduğunu belirterek, “Doğal güzellikleri, binlerce yıllık tarihi ve zengin kültürel dokusuyla Van, Türkiye’nin en özel şehirlerinden biri olma niteliğini taşıyor. Van; Van Gölü, Akdamar Adası, kaleleri, kiliseleri ve Urartu mirasıyla hem doğa hem de kültür turizmi açısından eşsiz bir zemin sunuyor. Ancak bu değerlerin doğru planlamalarla desteklenmemesi, Van’ın potansiyeline gölge düşürüyor. Oysa ki Van, doğru yatırımlarla bölgesel değil, uluslararası ölçekte bir cazibe merkezine dönüşebilir. Bu da ancak sahip olduğu tarihi ve kültürel varlıkların korunup, görünür hale getirilmesiyle mümkün olacaktır” dedi.
RESTORASYON GECELEME SAYISINI ARTTIRIYOR
Tarihi yapıların restore edilmesinin sağladığı katkıyı dile getiren Tunçdemir, “Van’da tarihi yerlerin çok olması, bazı yapıların restore edilmesi ya da restorasyon sürecinde olması bizim için önemli. Çünkü geceleme sayısının artması, gelen müşteri potansiyelinin de artması demektir. Yani daha fazla insan gelecek, daha çok konaklama olacak. Haftada 3-4 gün kalacaklar. Bu da bizim geceleme sayımızın yükselmesi anlamına gelir. O yüzden bu konuya çok önem veriyoruz” diye aktardı.
VAN’DA PEK ÇOK TARİHİ YAPI KADERİNE TERK EDİLMİŞ, RESTORE EDİLMEYİ BEKLİYOR!
Van’da restore edilmeyi bekleyen yapıların olduğuna dikkat çeken Tunçdemir, “Van’da mevcut durumda restorasyonu süren yapılar var ama hiç restorasyon görmemiş mekanlarımız da var. Bunların da bir an önce hayata geçirilmesini ve restorasyonlarının yapılmasını istiyoruz. Mesela Başkale’deki St. Bartholomeus Kilisesi, Çarpanak Adası’ndaki kilise gibi yapılar çok önemli. St. Bartholomeus Kilisesi, Hristiyanlar için çok kutsal bir yer. Diyorlar ki, “Bu bizim için hac yeri. Siz nasıl hacca gidiyorsanız, biz de burayı ziyaret etmek istiyoruz.” Bu ne demek? Milyonlarca insanı buraya getirme potansiyelimiz var. Eğer bu yapının restorasyonunu yapabilirsek, bölgeye büyük bir katkı sunarız” ifadelerini kullandı.
TARİHİ YAPILAR VAN İÇİN BÜYÜK HAZİNE AMA…
Tunçdemir, tarihi yapıların restore edilmesinin turizme sağlayacağı katkıyı dile getirerek, “Yedi Kilise, Van şehir merkezine yakın. Ancak onun restorasyonu tamamlanıp turizme kazandırılamadı. Çarpanak Adası ise hem doğası hem de tarihi ile çok özel bir yer. Van Gölü suyu sağlık açısından da değerlendirilebilecek bir kaynak. Ama bu alanları değerlendiremedik. Eğer altyapı kurulursa, örneğin adaya düzenli seferler olursa, hem gelen turist sayısı artar hem de konaklama süresi uzar. İnsanlar hafta sonu gelip bir gece kalmak yerine birkaç gün konaklar” diye konuştu.
“VAN’IN TARİHİNE SAHİP ÇIKIN”
Tarihi yapılara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Tunçdemir, “Biz istiyoruz ki bölgemize ve ülkemize katkı sunalım. Mesela Eski Van Şehri restorasyonu güzel bir örnek. Diğer projeler de sırayla yapılabilir. Ama bunun için adım atılması lazım. Proje hazırlığı, ihale süreci zaman alıyor. 2-3 hatta 5 yıl sürebiliyor. O yüzden her yıl bir projeyi hayata geçirsek bile büyük yol alırız. Van, önemsenmesi gereken bir şehir. Van’da çok güzel tarihi yapılar var. Bu tarihi yapılara sahip çıkılması lazım” dedi.
“RESTORASYONDAKİ GECİKME VAN’IN GELECEĞİNE DARBE”
Tunçdemir, tarihi yapıların restore edilmesi gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle tamamladı: “Tarihi yapıların yıllarca kaderine terk edilmesi, yalnızca kültürel bir mirasın yok olmasına değil, aynı zamanda Van’ın turizmden alabileceği ekonomik payın da kaybedilmesine yol açıyor. Restore edilmeyen her yapı, hem şehrin tanıtımına hem de istihdama engel teşkil ediyor. Oysa bu yapılar ayağa kaldırıldığında, sadece turist değil, yatırımcı da çekilebilir. Yeni işletmeler açılabilir, gençler için iş imkânları doğabilir. Bu nedenle restorasyonların gecikmesi, Van’ın geleceğine vurulmuş bir darbedir. Van’ın tarihine sahip çıkılması gerekmektedir.”
