Kimisine göre değersiz, kimisine göre çok küçük ve anlamı olmayan bir maddedir ekmek kırıntısı.

Zamanın getirisine göre artık insanlar yozlaşmanın ötesinde her şeyi yok saymakta.

Globalleşme sayesinde artık insanlar kendinden küçük şeyleri yok etmeye çalışmaktadır.

Dünya gerçekten çok büyük ve yalnızca insanların yaşadığı bir yer değildir.

Hayvanlar ve bitkiler de CAN bulmaktadır.

Ancak insanların bencilliği doğayı ve sahip olduğu canlıları tehdit etmektedir.

Her geçen gün insanların biraz daha yozlaştığı doğanın katili durumuna gelindiğini  bir dünyaya dönmektedir.  

İnsanlar olarak doğanın bir parçası olduğumuzu unutmamamız gerekiyor.

İnsanların yaşam hakkı olduğu gibi hayvanların ve bitkilerin de yaşam hakkı bulunuyor.

Kompleks ve apartmanvari yaşamlarımızda bile doğaya katkıda bulunmak hiç de zor değil...

Her insanın yapabileceği katkıda bulunabileceği bir şey vardır.

Apartmanlarda bulunan insanlarımızın apartman önlerine bırakacakları bir kap su o hayvan için bulunmaz nimet olacaktır.

Ayrıca kuşlar kış aylarında acıkmaktadır ve yiyecek bulamadığı için yaşamlarını yitirmektedir.

Pencerelerimizin denizliklerine ekmek kırıntısı bırakabiliriz.

Çöpe attığımız bu kırıntılar bir hayatı soğuk günlerde kurtardığında hayvanların geleceği için biz de bir adım atmış olacağız.

Hikâyemizde burada başlıyor;

Soğuk bir kış gününde misafir olduğum apartmanın en üst katında hafif kar yağışlı bir günde ev sahibi balkon penceresine ekmek kırıntısı dökmüştü ve bu manzarayı evin penceresinden izlemeye başladım.

Minik bir serçe kondu ve küçük bir parça EKMEK aldıktan sonra pencereden ayrıldı.

Sonrasında kalabalık bir kuş sürüsü ile geldi.

Bu durum karşısında insanoğlunun çıkarması gereken çok ders vardır.

Kuş beyinlidir diye ithamda bulunuruz ya kuşlar için, oysaki diğer kuşlara da haber vermek için ayrılmıştı.

Bir ekmeği bile paylaşmadığımız bu zamanda hayvanlar paylaşım içinde.

Şimdi sorarım kuş beyinli kim diye?