Özlü Söz: Sorunu kendisinde olduğunu anlamayan insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur.

 

Seçimler yaklaştıkça siyasal söz ve eylemler gündemi geriyor. CB Erdoğan’ın bir parti başkanı gibi meydanlara çıkıp sözde milletten yana olduğunu söylemesi ve yaptığı konuşma ve konumunun birbiri ile örtüşmemesi ortamı geriyor. Muhalefet liderlerine hala AKP’nin başındaymış gibi çatması cepheleşmeyi derinleştiriyor.

 

CHP lideri Kılıçdaroğluna; “Ben Kuranla büyüdüm” demesi çok abes kaçtı. Çünkü kendisi Kuranın Maide Suresi 51. Ayetinde “Ey iman edenler Yahudi ve Hıristiyanları kendinize veli edinmeyin, onları birbirin velisidir, siz onları veli edinirseniz siz onlardansınız. Allah zalimler topluluğuna hidayet vermez” emri ilahisine uymadan ABD’ye giderek iktidar olması için destek istedi ve aldı.

 

Şimdi bu ayetin hükmüne ters düşmesine göre nasıl “Ben Kuranla büyüdüm” diyebilir. İktidarı elde edebilmek için Siyonist lobiler tarafından yönetilen Amerika’dan iktidar desteği alması Kuranla ters düşerken bunu söylemek Kuranla ters düşmektir.

 

Yemende Husilere karşı oluşturulan Arap Koalisyonuna ABD de destek verirken Erdoğan’ın bizde destek olur demesi işbirliği içindeki Araplarla birlikte Amerikancı safta olmak değil midir acaba?

 

Yıllarca her türlü zulüm, katliam, işgal ve soykırıma tabi tutulan Filistin için Arap ordularını İsrail’e karşı oluşturmayan işbirlikçi Arap rejimleri bugün kime karış ordu kurdukları ortadayken AKP onların safında yer alıyor. Hem de bütün dünyanın gözü önünde!

 

CHP’den Gürsel Tekin “ Türk ordusu bir-iki gün içinde Suriye’ye girecek” dedi. Bu sözün arkasında Genel Kurmay Başkanı 15 günlük rapor alarak sağlık sorunları olduğunu söyledi. Peki! Bu Suriye’ye gir emrivakisi için emri yerine getirmeme itirazı olabilir mi?

 

İranlı analist Seyid Ali Gaemmagaami bir analizinde şunları söylüyor;

 

*Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 Mart’ta Riyad’da Suudi Arabistan Kralı Selman’la yaptığı görüşmeden sonra; “Suriye’deki terör örgütlerine sözde muhalefete askeri ve silah yardımlarının arttığını, Arabistan’ın Yemen’e “Kararlılık Kasırgası Operasyonu”nu başlatıp, bölgede artık İran’ın nüfuzuna ‘Dur’ diyecek bir gücün olduğu ortaya çıktığını, Fars Körfezi ülkelerinden Suudi Arabistan, Katar, Ürdün’le beraber Türkiye’yle de bir koordinasyon halinde Suriye konusunda bir anlaşma sağlandığını söyledi.

 

İşte bu ifşaat Amerika’nın Siyonist rejimin gayri meşru varlığını ve güvenliğini korumak amacıyla BOP Eş başkanı Erdoğan ile kuklası Kral Selman liderliğindeki gerici ve halk düşmanı Arap rejimlerini harekete geçirdiğini, AKP hükümetinin de bu şartlar altında Yemen halkının katliamına onay vererek Suudi Krallılığı’nın Suriye halkına karşı desteğini kazanmaya çalışıyor. Çünkü Suriye konusunda tuzağa düşen AKP eş başkanlarının iktidarı, anti Siyonist cephenin bel kemiği olan Beşşar Esad hükümeti devrilmezse, sarsılıp tehlikeye düşecek.*

 

Seçimlerde AKP’nin güçlü bir çıkış yapması ile başkanlık sistemini getirmek isteyen Erdoğan’ın bu hayali galiba suya düşecek gibi. Çünkü gelişen olaylar AKP’nin aleyhine işlerken ordunun Suriye’ye girmesinin hazırlıklarını yapmak seçimleri ertelettirir hesabı yapılmaya başlandı.

 

AKP daha ayakkabı kutularındaki paraların hesabını vermeden, yaptırdığı Ak Sarayını maliyetini halka açıklamadan bu seçimi alması zor görünüyor. Çünkü görünen o ki, ABD bir CHP+MHP koalisyonu için Cemaat ve HDP desteği ile bir oluşuma göz kırpıyor. Bundan dolayı AKP bu konuda çok sıkışmış durumda. Zaten Erbakan Hocaya karşı yaptıkları siyasal salvo ve Milli Görüşün siyaset sahnesinden indirilmesi onlara pahalıya mal olacaktır.

 

Siyonizm’in emrindeki emperyalist güçlerin İslam coğrafyasında yaptıkları ancak Müslümanların Kuran etrafında bir çıkış yapması ve birliğini kurararak ümmet bilincini yükseltmesi ile bertaraf edebilir. AKP bu girişimi ABD’nin istemi doğrultusunda erteletti. Ama gelişen olaylar buna ne kadar ihtiyaç olduğunu ve gerçekleşmesi için Müslümanların bu konuda mutlaka adım atmalarını zorunlu kılacaktır.

 

İslam coğrafyasında sınırlar ve statüler değişim sürecine girmişken Barzani’nin ABD’de yaptığı görüşme ve temaslar neticesinde yaptığı açıklamada; “Ne zaman olacağını söyleyemem ama bağımsız Kürdistan geliyor” demesi ABD tandanslı oyunun ilk adımları da görünmüş oluyor.

 

ABD, Barzani’nin önünü açabilmek için IŞİD’i örgütledi. IŞİD, radikal ve İslami siyasetten uzak gençlerden oluşturulan bir örgüttü. ABD tarafından çok tehlikeli görülen radikal görüşlü Müslüman gençleri her ülkeden toplatarak Irak ve Suriye topraklırna topladı ve bunların Ürdün’deki üslerinde eğitti. Daha sonra bu örgütü PKK/PYD güçlerinin üzerine saldırttı. Hedefi Barzani’ye teslim edecekleri Kürdistan için engel olabilecek iki silahlı gücü birbirine kırdırmaktı. Ve öyle de yapıldı. Sonra Barzani’nin Peşmergeleri Türkiye üzerinden Kobaniye sokularak olaya son verildi. Amaç Barzani’nin zaferi gibi göstermekti. Öyle de oldu….

 

ABD+AKP+APO üçgeninde kurulan çözüm süreci ve HDP’nin Türkiyelileştirme programı barajı indirilmeden seçimlere sokulması Türkiye’deki Kürtlerin sistem ile entegrasyonları sağlandı. Seçimlere bu senaryoyla gidiliyor.

 

Gerçekten bu seçimler çok önemli ve ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte. Tabi eğer AKP bir çılgınlık yapıp Suriye ile bir savaşa girmezse….

 

CB Erdoğan kafasına başkanlık sistemini koymuş ve olması içinde elinden gelen her şeyi yapıyor. Ama görünen o ki bu seçimde geçmişin faturaları karşısına çıkacak ve bu faturaların hesabı galiba ağır ödenecek.

 

Bu seçimlerde HDP’ye baraj aştırılacak. Çünkü HDP’nin güçlü olduğu yerlere AKP halkın tepkisini çekebilecek adaylar koydu. Güçlü adayları olmasına rağmen güçsüz adayları listeye koyması HDP’nin Türkiyelileştirme politikasının işlevidir.

 

Seçim meydanlarında liderlerin birbirlerine karşı söyledikleri siyasal çamurlar olayın sadece halkı yanıltma oyunlarıdır. Bakalım seçimlerde düşündüklerimizi bizi doğrulayacak mı?

 

Fakat şunu söylemeden geçemeyeceğim AKP barajı sadece Milli Görüşünü partisi Saadet için indirmedi. Çünkü Saadet Partililer meclise girdiklerinde AKP’nin ABD ve Siyonist lobilerle yaptığı bütün antlaşma ve oyunları deşifre edecek. Mecliste bulunan bütün partilerin hepsi hiçbir şekilde ABD ve İsrail’i eleştirecek bir söz söylemediklerini biliyoruz.

 

Bakalım Mevla’m Neyler Neylerse Güzel Eyler…

 

Selam ve dua Allah yolunun yolcularına…