Son dönemlerde Türkiye İstatistik Kurumu’nun nüfus oranları Türkiye’nin ‘yaşlı’ bir ülke olma yolunda ilerlediği yönünde raporlar sunsa da hala büyük bir genç nüfusa sahip ülkelerden biriyiz.

Ülke nüfusunda çocuk ve genç nüfusun oranı çok fazla. Hele de Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde… Van dahil birçok kentin nüfus yaş ortalaması 25’i geçmiyor. Bölge illerinde 0-25 yaş aralığında milyonlarca genç var.

Fakat takdir edersiniz ki bu oranın ülkenin üretim, kalkınma ve ekonomisindeki yeri oldukça tartışmalı. Çünkü gençlerimizin büyük bölümü en verimli çağlarında zihinlerini kaderlerini belirleyen ve her birine ömürlük travmalar yaratan sınav mücadelesi içinde geçiriyor. Ve ne acıdır ki bu sınavlar toplumsal bir kalıba oturtulmuş vaziyette bazı ‘öncelikli’ alanları merkeze alıyor.

Liseden itibaren gençler doktorluk başta olmak üzere sadece birkaç meslek etrafında şekillendirilen bir başarı entegrasyonu içine çekilmeye çalışılıyor. Haliyle üreten, üretime dayalı mesleklerin hiçe sayıldığı bir anlayış ile hareket ediliyor. Ne acıdır ki bu yönlendirme daha liseden itibaren başlıyor.

Yine bir sınav arifesindeyiz çocuk, genç olmaya adım attığı lisede ‘iyi okullar’ kazanmak için bu hafta sonu ter dökecek.

Fakat ortada büyük bir yanlış ve yanılgı var!

MEB tarafından 2018 yılından itibaren yürürlüğe giren ve bu sene 15 Haziranda yapılacak olan Liselere Giriş Sınavı (LGS) ile muhakeme ve mantık yeteneğine göre öğrencilerin Liselere yerleşmesini amaçlayan bir sınav iken; özellikle kabiliyet ve becerilerin göz ardı edildiği ve öncelikli olarak Fen Liselerine yönlendirmelerin yaşandığı bir garabete dönmüş durumda.

Tüm öğrencilerimiz ve okullarımız kendi alanlarında önemli ve kıymetlidir; ancak herkesin bilim adamı, beyaz yakalı yönetici olmayı hedeflediği bir memleket tahayyülünün ufku dardır ve bu durum realiteden uzaktır. Görülmeyen önemli detaylardan biri bu…

Toplumun ve yaşamın tüm alanlarında iş gücünü sırtlayan ara eleman ve mavi yakalıların, başta hizmet sektörü olmak üzere hayatımızdan yoksunluğunu hissettiğimizde işlerin ne kadar karmaşa içinde kalacağını ve temel hizmetlerin çoğunu alamayacağımızı düşünmek bile ağır gelebiliyor.

Nitekim hayatımıza yeni giren yapay zekâ uygulamalarından sonra Mimarlık, Mühendislik, Muhasebe, data toplayıcılık; sonrasında otonom ve robotik işgücü ile insana dayalı bir çok meslek çok yakın gelecekte yok olacak. Hiç şüphe yok!

Oysa el becerileri ve hassas işçiliklere dayalı zanaatlar insana dayalı işgücü olarak devam edecektir.

Ara eleman ihtiyacının bu denli yükseldiği, kabiliyet ve becerilerinin ihmal edildiği gençlerimizin hayata katılması, sektörün kısa vadede çırak, işçi, usta ihtiyacının karşılanması için yapılması gereken bir şey var!

O da şu: Uzun vadede hassas ve sıra dışı üretim aklına sahip olma amacıyla LGS sınavı ve sonrasındaki tercihlerin Fen Lisesi endeksinden çıkarılması, öğrencilerimizin kabiliyetlerine göre Mesleki ve Teknik Liselere yönlendirilmesi, yerleştirilmesi ve bu okullara teşvik edilmesi gerekiyor.

Bunun önemini vurgulamak istiyor ve “Memleketin Geleceği Meslek Liselerinden Geçer” hususunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Bu hatırlatmayı yaparken Koç Holding’in 2006’da hayatımıza kattığı “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” çağrısına atıfta bulunuyor ve iş dünyası ile kamuoyunun da bu çağrıya destek vermesini talep ediyorum.

Bunu da kendi adıma değil büyük bir genç nüfusunun gelecek planlamasında küçük de olsa bir katkı sunmak için yapıyorum.

Velilerimizden de bu konuda hassas olmalarını, öğrencilerimizin hayata erken atılmanın bir vesilesi olan Meslek liselerini tercih etmelerini, Kalkınma ve Endüstrileşmenin, teknolojik çağda mücadele ve ayakta kalmanın ancak toplumsal bir kalkınma olabileceğine inanıyor, bu amaçla Meslek liselerine katılımı hassasiyetle ve kuvvetle tavsiye ediyorum.

29 Nisan 2025’te Van Valiliğimiz ve Van İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün yaptığı ve bizim de katılım sağladığımız Mesleki Eğitim Çalıştayı’nda alınan kararlar bu konuda oldukça önemli.

O toplantıda işaret edilen tespit ve önerilerin gündeme bir an evvel alınması ve Meslek Liselerine verilecek önem kentin ve ülkenin geleceğinde iz bırakacak.

Anlayacağınız bu bir memleket meselesi…

Konu memleket olunca da ben de Van TSO ve TOBFED Türkiye Otomobil Satış Sonrası Hizmetler kurumsal temsiliyetleri ile sınav öncesinde bir kez daha konunun ehemmiyetini vurgulamak ve bu konuda atılacak tüm adımlarda desteğe hazır olduğumu ifade etmek istiyorum.