Aradan 2 hafta geçmesine rağmen güncelliği ve sıcaklığını yitirmemesi bir anlamda seçimin önemini de gösteriyor.

 

Birçok bakımdan önceki seçimlere göre farklı oldu.

 

99’dan buyana takip ediyorum. VATSO seçimleri genelde 2 başkan adayı ve kurdukları gruplar arasında yaşanmış.

 

Bir ara yanılmıyorsam 2000’li yılların ortası olsa gerek, 3 adaylı (Zahir Kandaşoğlu- Kayhan Türkmenoğlu – Şaban Gültepe) bir yarışa tanıklık etmiş ama son  seçimdeki iddiayı görememiştik.

 

Bu seçimi diğer seçimlerden farklı kılan bir diğer yan ise ilk kez seçim startının çok erken verilmiş olması. Ve seçimlerin TOBB’un aldığı karar uyarınca 2 kez ertelenmesi.

 

2. depremin ardından aralık ayında Van’a gelmiştim. Basın İlan Kurumu’nun (BİK) kurduğu basın çadırını ziyaretim sırasında Necdet Takva ve birkaç arkadaşının seçim çalışmalarına başladığını öğrendim.

 

Şaşırmış ve tuhaf karşılamıştım. Zira depremin yaraları sarılmış değildi henüz.

 

Ve o günden bugüne en çok işittiğim şey “erken kalkan yol alır” sözü oldu.

 

Bu sözün geçerliliğiyle birlikte bana kalırsa Mirza Nadiroğlu ve ekibi için asıl kırılma Feridun Irak’ın adaylığını açıklaması ile yaşandı.

 

Irak’ın neden böyle bir yarışa girdiğini hala anlayabilmiş değilim. Zira kendisinden duymuştum, “2 dönem üst üste başkanlıktan sonra 3. dönem başkan adayı olamazsınız” şartının kaldırılacağını. Ve VATBO’da da işler, arzulanan seviyenin çok çok üstündeydi. Irak kime sorsaydı, alacağı cevap “VATBO’da devam etmeniz daha iyi olur” olurdu herhalde.

 

Sonuçta karar kendisinindi. Kararına saygı duymakla beraber, Nadiroğlu’yla birbirlerinin oylarını böleceğini bilmek için, bu işleri iyi bilen biri olmaya da gerek yoktu.

 

Sokaktan kimi çevirseniz çevirin, konuyla ilgili söyleyecekleri 3 aşağı 5 yukarı aynı olurdu.

 

İsterseniz konuyu birazda gruplar üzerinden anlatmaya çalışalım.

 

Örneğin beyaz eşyacılar ve giyimcilerin yer aldığı 5. Grup.

 

Nadiroğlu’nun adayları Şaban Gültepe, Ayhan Fidan ve Mustafa Karaduman. Irak’ın bu gruptaki adayları ise Adil Bingöl, Adnan Yörük ve Ömer Türkmenoğlu. 2 grubun adaylarının da duygu ve düşünce dünyaları birbirine yakın. Yani tabanları aynı. Gültepe, Fidan ve Karaduman üçlüsü 88 oy alırken, Bingöl, Yörük ve Türkmenoğlu üçlüsü 95 oy aldılar.(Irak’ın beyaz listesi sadece bu grupta 2. olabildi. Diğer tüm gruplarda yarışı 3. sırada tamamladılar.) Deyim yerindeyse oylar karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş. Ve yine deyim yerindeyse Takva’nın grubu (Ali Süer, Hüseyin Güneş, Erdal Çakar) burada 124 oy alarak, bölünen karpuzun arasına ağaç dikmiş.

 

2. bir örnek, otomotivcilerin bulunduğu 3. grup. Nadiroğlu’yla hareket  eden Veysi Ebiri liderliğindeki ekip Takva’yla hareket eden Celal Tekin liderliğindeki ekibe karşı 57’ye 50 oyla kaybetti. Bu grupta Irak’la hareket eden Osman Çelik liderliğindeki ekip ise 27 oyda kaldı. Seçim günü Ebiri ile Çelik arasında karasız kalan seçmene rastladım.

 

Buna benzer hadiseye bizzat Bedrettin Gökçenay ile birlikte çalıştığım 4. grupta defalarca şahit oldum. “Irak ile sizler arasında karar veremedik. Hanginize vereceğinizi şaşırdık. Neden seçime birlikte girmiyorsunuz. İki taraf da birbirlerinizin oylarını bölüyorsunuz” bu ve buna benzer sözler hala kulaklarımda.

 

Bu olup bitenler karşısında yer aldıkları grupta kazanan bazı isimler için ayrı bir parantez açmak gerek. Mirza Nadiroğlu tarım ve gıda grubunda 5. kez kazandı. Fevzi Çeliktaş, dış ticaret grubunda 3. kez seçilerek, bu grupta kendisine yan bakılmaması gerektiğini gösterdi. Kendi gruplarında üst üste 3’üncü kez seçilme başarısını gösteren diğer isimler ise İlhan Kaya, (Akaryakıt) Sinan Hakan, (Akaryakıt) Yavuz Karaman, (Gıda) Metin Abi (Gıda) ve Rayif Basut. (Dış ticaret)

 

Seçimle ilgili değinilmesi gereken bir diğer konu ise ilk kez Ata Altay, Abdulkahar Eraslan, Serdar Orhun, Şaban Gültepe, Mustafa Karaduman ve Osman Çelik gibi isimlerin saf dışı kalması. Zira bu isimlerden kimi 5 dönem, kimi 3 dönem, kimi 2 dönem meclis başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliklerinde görev alan isimler.

 

Seçimin bana kalırsa üzücü olan yanı, yeni meclisin kadınsız olması. 2 dönem önce seçilen Meral Ayhan o dönem doğu ve güneydoğunun ilk ve tek kadın meclis üyesiydi. Bir dönem sonra sayı Roza Kartal’la 2’ye çıktı. Artması gereken sayı bu dönem sıfırlandı. Bölge odalarının çoğunda kadın temsili yeti öne çıkarken, buna öncülük eden VATSO meclisinin kadınsız kalması Van adına ayrı bir talihsizlik olsa gerek.

 

Belki bu durum disiplin kurulu üyeliklerinde bir nebzede olsa kurtarılabilirdi ama nafile.

 

Sonuçta, klasik ifadeyle Hatice’nin değil neticenin geçerliliğini koruduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kazananları tebrik edip, yeni görevlerinde başarılar dilerken, vaat edilenlerinde tek tek yerine getirilmesini beklemenin hakkımız olduğunu düşünüyorum.