Moralinizi sıfırlamak çok kolay, olumsuz bir durum yaşayıp kendinizi buna kaptırmak yeterli. İşte buna zihin kirliliği diyorlar. Ancak hayatın ne zaman zorlaşacağı ve ne getireceği bilinmez. İyi günlerin yerini ansızın ele geçirir kötü günler.  Kötü gibi görünen günleri atlatmanın yolu ise insanın kendisinden geçer.

Koronavirüs’ün bütün dünyayı etkisine aldığı şu zamanlarda, elbette hep olumsuz tarafından bakmamak gerekir. Çünkü akıp giden bir hayat var. Ve bu hayata tutunmak, varlığını sürdürmek için bazı durumlara objektif bakmak, zihnimizi rahatlatmak ve siyaha değil, beyaza odaklanmak gerekir.

Peki, ne yapmalı şu zor süreçte?

Aslında yapılacak o kadar çok şey var ki, hiç ummadığınız kadar hem de…..

Her şeyden önce kendinizi keşfetmek için inanılmaz bir fırsat. Olumlu yönlerinizin altını çizin, zenginliklerinizi, potansiyelinizi fark edin. Şöyle bir düşünün, bütün gününüzü hatta günlerinizi evde geçirebileceğiniz bir zaman hayal edebilir miydiniz? Elbette cevabı çok açık: Hayır.

İşte tam da bu noktada bugüne kadar listelediğiniz ancak bir türlü okuma fırsatı bulamadığınız kitapları okuyun! Hem de özümseye özümseye; çünkü bir kovalayan yok…

Kendini iyi hissetmenin yollarından biri de (hepimiz bunu yaşamışızdır) merak ettiğiniz, ilgi duyduğunuz bilimlerle ilgili kitapları okuyup, araştırmalar yapmaktır. Çünkü insanın yapmak istediği ve sevdiği işe yoğunlaşması, yenilenmek ve daha iyisini yapmak için de bir umuttur.

Bunun yanında önerilen filmleri bir sıraya koyup, her gün en az iki tane izlemeye çalışın.

Şu koronalı günler tabi ki sadece bu tür aktivitelerle sınırlı geçmeyecek. Annenizle, eşinizle, çocuğunuzla, kardeşinizle sosyal medya araçlarını bir tarafa bırakarak konuşun belki de hiç konuşamadığınız kadar. Gelişen teknolojiyle birlikte yitirdiğimiz bu manevi değerleri en azından kısa vadeli de olsa hatırlamak ve yaşamak gerekir.

Dolayısıyla bu süreçte yapılacak çok şey var çok…

Her yeni güne uyandığımızda, hayatın bize güzel şeyler getirmesini umut ederiz.  Yaşananların bizi olumsuz düşünmeye sevk etmesini istemiyorsak biz de yaşadıklarımıza bakış açımızı olumlu yönde değiştirmeliyiz. Nitekim yaşadığımız her yeni olay, olumsuz gibi görünse de kim bilir, belki de bize sunulan anlamlı bir hediyedir.