Dr. Öğr. Üyesi Münir Ecer Yazdı: Gölgesinde Büyüdüğüm Mekanlar..

Herkesin hayatında kendisini özdeşleştirdiği, bünyesinde derin hatıralar inşa ettiği yapılar ya da mekânlar vardır. Benim hayatımda bu mekânların başında câmiler gelir. Öyle ki, hafızam anı biriktirmeye belki de ilk kez burada başladı. Câmiler, benim için “gölgesinde büyüdüğüm mekânlar” oldu hep. Kâh bahçesinde oyunlar oynadım, kâh içerisinde koşturarak haylazlık ettim. Fakat en çok da ders halkalarında yer aldım.

Câmi ile olan bu bağım, babamın din görevlisi, imam-hatip olmasından kaynaklanıyor. Vaktinin büyük bir kısmını görevli bulunduğu câmide geçiren babam, algı ve idrak melekelerimizin işlev görmeye başladığı andan itibaren bizi de bu mekânın bir müdâvimi haline getirdi. Böylece câmi bizim için bir ev, hatta yuva haline geldi. Bu süreç câmi merkezli eğitim hayatımın şekillenmesi, hatta hayatımda başat bir rol üstlenmesi ile devam etti. Kur’an başta olmak üzere dinî eğitimimin önemli bir kısmını burada, babamın karşısında, dizlerim üzerinde ve rahle arkasında aldım. İbadet hayatım ile de burada tanıştım. Namaz kılmayı câmide görerek, taklit ederek öğrendim. Önce imamın arkasında müezzin, daha sonrada tüm safların önünde namazı kıldıran imam olmaya heves edip bu deneyimi yine burada edindim. Bununla beraber arkadaşlıklar kurdum ve sosyal çevre oluşturdum. Bütün bunlar, zihnimde hâtıra ya da anı olarak yer alan bölüm/bölmede câminin merkezi bir konumda yer almasını sağladı.

Hafızamdaki anılarını ölçüt kabul ederek câmileri büyükten küçüğe doğru sıralamaya kalkışırsam, sanırım en başta fotoğrafta gördüğünüz câmi yer alır. Doruklarında kışın alâmeti olarak ak saçlarını dört mevsim boyunca vakur bir şekilde koruyan, son durak köylerden birinde yer alan bu câmi, benim zihnimdeki “câmi” profilini ilk kez şekillendiren müstesna bir mekân olma özelliğini hâlen muhafaza etmektedir. Bir câminin üstlenmesi beklenen bütün fonksiyonları yerine getirdiğine tanıklık ettiğim bu mekân, çocukluk hâtıratımın neredeyse bizzat kendisi olmuştur. Dik bir yokuşun tepesinde yer alan, köyün hemen her yerinde ya kendisi ya da minaresi ile “ben buradayım!” diyerek varlığını hissettiren, en az haftada bir defa olmak üzere bütün ahaliyi ağırlayan ve izahtan vâreste daha pek çok özelliği bulunan câmi, hafızamda asil bir mekân olarak varlığını canlı bir şekilde korumaktadır. Nasıl korumasın ki! Evimizin hemen yanı başında bulunan bu yapıyı çocukluğum boyunca avludan her çıktığımda dimdik bir şekilde karşımda gördüm. Minaresinden yükselen her bir ezanın sesini en yakından duydum, dinledim. Bazen bir günün hemen hepsini ya avlusunda ya saflarında ya da ders halkalarında geçirdim. Hâsılı dönüp çocukluğuma her baktığımda hep onu gördüm.

20 yıl sonra ilk kez, büyümüş olan çocukluğumu da yanıma alarak gittiğim bu mekânı inceden inceye süzerken hâtıratımın beni derinden etkileyen teferruatını zihnimde yeniden canlandırıyorum. Köyden ayrıldığımız zaman yeşil renkli olan ve en son bu şekilde görüp hatırladığım bu yapıyı yine böyle görmeyi arzu eden gözlerim neden sonra dökülmüş olan sıvanın altında, fotoğrafta da kadraja takılmış olan yeşilliği görünce hüzünleniyor. Aşağı doğru koşup bilmem kaç kez yere düşerek bir yerlerimi incittiğim yokuşta bu sefer anılarımı taşıyarak ilerliyorum. İçeriye girerken Ramazan aylarında, öğle namazlarından sonra câminin orta yerinde yer alan yuvarlak sobanın etrafında bir halka oluşturarak mukabele okuyan insanları hatırlıyor, yıllar sonra yine bir Ramazan günü böyle bir kareyi hafızamda canlandırıyorum. Duvarlarında babamın büyük bir iştiyakla nakşettirmesine tanıklık ettiğim “Fevellî Vecheke…” başta olmak üzere diğer hat ve süslemeleri görünce bir başka gururlanıyorum. O baştan bu başa gidip gelerek kâh sûre ezberlediğim, kâh Mevlîd, Akîdetü'l-İmân, Nehcü’l-Enâm ya da Nûbahar derslerimi mütalaa ettiğim saf çizgilerini yeniden süzüyorum. Üstünde kimi zaman Elif-bâ ve Kur’an okumak, kimi zaman da okul derslerimizi çalışmak için kullandığımız rahlelerin halen o ağırbaşlı duruşlarını seyrediyorum. Ezcümle, bu mekân özelinde câmi merkezli anılarımı yeniden derhatır ediyorum. 08/04/2022