VECİHİ K-VI, Vecihi HÜRKUŞ tarafından tasarlanan Türkiye’nin ilk savaş uçağı. Vecihi HÜRKUŞ, Kurtuluş  Savaşı sonrası Yunanistan’dan kalan kırıma uğramış uçak parçaları ile ilk Türk savaş uçağını 1924 yılında tasarladı ve üretti. Uçağı için uçuş müsaadesi istedi. Ancak uçabilirlik sertifikası için toplanan teknik heyette tayyareyi kontrol edecek personel bulunamadığından Vecihi K-VI’nın uçuşunda gecikmeler yaşandı.

Sonunda teknik heyetten bir kişinin "Vecihi, biz sana bu lisansı veremeyiz. Uçağına güveniyorsan atla, uç, bizi de kurtar." demesi üzerine Vecihi Hürkuş, 28 Ocak 1925'te "Vecihi K-VI" ile ilk uçuşunu yaptı. Ancak bu uçuş izinsiz gerçekleştirildiği için cezalandırılırdı.

Bu ilk girişiminden sonra şahsi ve milli bir çok girişimde bulundu. Bu bazıları devlet eliyle desteklense de girişimlerinin bir çoğunda şahsi olarak hareket etmek zorunda kaldı. Milli uçuş için adeta ömrünü heba edercesine çalışsa da emeklerinin bir çoğu görmezlikten gelindi. Vefat tarihi olan 16 Temmuz 1969 yılına kadar; 1947 yılında “Kanatlılar Birliği” adındaki havacılık kulübünü kurdu. 1948 yılında çıkarmaya başladığı “Kanatlılar” adındaki aylık havacılık dergisi 12 sayı yayınlandı. 1951 yılında havadan zirai ilaçlama yapmak amacıyla ortaklarıyla birlikte “Türk Kanadı” adıyla şirket kurdu; çıkan anlaşmazlık nedeniyle ortaklıktan ayrıldı. 1952 yılında yurtdışından satın aldığı uçakla, uçağının kanatlarına taktığı flamalar üzerine çeşitli kuruluşların ve ürünlerin adlarını yazarak reklam uçuşları yaptı. 1954 yılında “Hürkuş Havayolları” adındaki şirketi kurdu. Devlet Hava Yolları İşletme Genel Müdürlüğü tarafından uçuştan çıkarılan bir miktar uçağı banka kredisi ile satın alarak ticari havacılık girişiminde bulundu; çeşitli idari ve teknik sorunlar yaşadı. Maden Tetkik ve Arama (MTA) Enstitüsü için havadan radyoaktif madenlerin aranması amacıyla uçuşlar yaptı.

Vecihi HÜRKUŞ’un ölüm tarihi olan 1969 tarihinden bu yana kadar milli ve yerli havacılık sanayii için adeta hiçbir girişimde bulunulmadı. Jeopolitik olarak kritik bir konumda olan ülkemiz de askeri sanayiinin ne denli önemli olduğu bilinen bir gerçek olmakla birlikte bu alana ilişkin bütün ihtiyaçlar dış alımlarla karşılandı. Mustafa Kemal Atatürk’ün; “İstikbal Göklerdedir.” deyişi kendini onun murisi sayanlar tarafından şezlongda uzanarak gökyüzünü izlemek olarak anlaşıldı. Bugüne gelindiği ise Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk defa olarak bir Türk astronot uzaya çıktı, il milli ve yerli İHA ve  SİHALAR üretildi. İlk yerli helikopter üretildi. Son olarak ilk milli muharip uçağımız KAAN göklerde süzülerek göğsümüzü kabarttı.

Son 2 senede Türk savunma sanayisinde üretilen ve ilk uçuşunu gerçekleştiren hava araçları sadece KAAN ile sınırlı olmayıp;

• Kızılelma • TB3 • Hürjet  • KAAN  -ANKA-3’ tür.

KAAN’ın üretimini “kalorifer parçası mı uçacak?” şeklinde sulandırmaya çalışarak yapılan işin büyüklüğünü görmezden gelmek akıl ve izanla açıklanabilecek bir durum değildir. KAAN’ın uçuşu ile ülkemizde ki her kesimin övünç kaynağıdır. Şimdiden bazı kesimlerce KAAN’ın uçuşunun seçim malzemesi yapılacağı şekilde boş atıp dolu tutmaya, yapılan iş sulandırılmaya çalışılmaktadır. Oysa dünya basınında KAAN büyük bir ilgi ile izlenmiş ve takip edilmiştir.

“İlk uçuşunu gerçekleştiren KAAN ile ilgili uluslararası basında çıkan bazı haberler:

• Bloomberg: Uçuş, Türkiye'nin yerli savaş uçağı projesinde bir dönüm noktası

• Reuters: Türkiye'nin özgün geliştirdiği ilk muharip savaş uçağı, ilk uçuşunu bugün gerçekleşti.

• Alman Welt:  Bu dönüm noktası, Türkiye'nin bir savaş uçağı ülkesi olarak yükselişine işaret ediyor

• Yunan Ethnos: Türk savunma sanayinin en büyük projelerinden biri olan ve "Milli Muharip Uçak" projesi kapsamında geliştirilen KAAN savaş uçağı, Ankara yakınlarındaki Mürted Havaalanı'ndan havalandı. [İbrahim HASKOLOĞLU X Platformu]”

Türkiye’nin yapılmaya çalışılan il savaş uçağı “VECİHİ K/VI” dan sonra Türkiye önündeki tüm engelleri aşarak milli sanayide büyük bir atılım gerçekleştirmiş ve son teknolojiyi kullanarak yerli muharip uçağımızı imal etmeyi başarmıştır. Son zamanlarda ABD’den satın almaya çalıştığımız F-16 VE F-35 uçaklarının alımında çıkan zorluklar göz önüne alındığında bu imalatın değeri daha açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’yi dışa bağımlı görmeyi arzu eden güçler bu üretimden sonra bir kez daha hayal kırıklığına uğramış, KAAN’ın üretimi ile bir kez daha dosta güven, düşmana korku verilmiştir. Son olarak hava savunma sanayimize ilk katkıda bulunan Vecihi HÜRKUŞ’a ve gök vatanın savunmasında şehit düşen tüm kahraman askerlerimize rahmet diliyorum.