Bir cümle dolanıyor aklımda günlerdir. “Ölene kadar sorumlusun gönül bağı kurduğun her şeyden…” diyor ya Antoine de Saint Exupery küçük prens adlı harika ötesi kitabında. Ne kadar güçlü bir söz.
Bir insanda, bir sokak hayvanından, bir kitaptan, bir şehirden, bir cümleden… Kalbine doğan ne varsa, senden bir parça olmuş demektir artık. Ve ne kadar uzaklaşırsan uzaklaş, sırtına yüklenmiş o görünmez sorumluluğun sesini duymaya devam edersin.
Sevdiğin birine verdiğin bir söz, belki bir gün başını okşadığın bir çocuğun gözünde kalan güven. Unuttuğunu sanırsın ama kalbine düşenin vebali kolay silinmez.
Çünkü gönül bağı kurmak, sadece sevmek değil, aynı zamanda sorumluluğunu da üstlenmektir. Vicdani bir duygudur bu. İnsanın kalbiyle attığı bir imzadır. Ve o imzanın geri dönüşü yoktur. Kalbine dokunan her şeyin sorumluluğu seni içeriden yoklar. Bazen bir sızı, bazen pişmanlık, bazen de bir keşke olur.
İnsan unutkandır. Ama kalp ne unutur nede bırakır. Bağ kurduğun şey, sen fark etmesen de hep hatırlatır. Geçtiğin sokaktan aldığın tanıdık bir koku, dinlediğin şarkıda geçen bir cümle. Vicdanın hiç susmaz.
O yüzden neyle bağ kurduğumuz çok önemlidir. Kalbini nereye koyduğun çok önemlidir. Bir kez içini açtığında orada bıraktığın izlerden sorumlusun, ölene kadar.
Ama modern zaman bağ kurmayı değil, koparmayı teşvik eder. Sanki her şey geçiciymiş gibi. “Gidersem ne olur ki?”, “ benim sorumluluğum değil” cümlelerinin içine sürükler bizi. İşte tamda bu yüzden bağ kurduğun her şey sana sessizce bir şeyler hatırlatır. Unuttukların bile seni içten içe eksiltir.
Belki bir gün “ben artık o değilim “ dersin. Ama kalbinin bir köşesinde hâlâ onun için çırpınan bir eski sen, seni utandırmadan hatırlatır. Söz verdin. Güvendirdin. Sevdin. Sorumlulukta tam burada başlar zaten. Sadece sevdiğine değil, sevdiğini hissettirdiğine karşı da. O yüzden, kolayca bağ kurma. Ama bağ kurduysan kolayca bırakma. Çünkü gönül bağı kurduğun her şey, bir gün sana döner. Belki bir yük, belki bir özlem, belki de bir pişmanlık olarak. Ve insan, en çok kendi bıraktıklarının sorumluluğuyla yaşlanır.
Ölene kadar…