Ha gayret, yerel seçimin kaos ortamından ha kurtulduk, ha kurtulacağız!

Yaklaşık 3-4 aydır tüm Türkiye’de olduğu gibi Van’da da bizi etkisi altına alan seçim rüzgarı son 20’li günlerde de başımıza bir açmazsa artık bu hengameden de sıyrılıp günlük hayatımıza dönmüş olacağız. Döneceğiz dönmesine ama Türkiye’deki gelişmeleri bir kenara bıraktığınızda ‘Van’ için ciddi anlamda bir dönem noktası olacak. Bu seçim Van’da büyük değişim ve dönüşümlerin kıvılcımı olarak kente sirayet edecek. Ama öncesinde bir kere bu ‘saldırı’ ve ‘şiddet’ olaylarına noktayı koymamız gerekiyor.

Mesele şu: Partiler yerel seçimler öncesi projeleri ile halkı ikna etmeye mi çalışacaklar, yoksa bu işi keskin kutuplaşmaların yaşandığı bir aşamaya getirip ciddi anlamda bu kentte BDP’liler ile AK Partililer şeklinde bir üst kimlik mi yaratacaklar?

Gelinen nokta inanın hiç ama hiç iç açıcı değil. Türkiye’nin dört bir yanında projelerin konuşulduğu hizmet kavgalarının yapıldığı bir seçim arefesinde biz partilerin birbirleri ile kavgasını izliyor, bir boks maçı izler havasında da tarafı olduğumuza partiye ‘Vur vur’ der hale gelmiş bir şekilde kavgayı izliyoruz!

Görünün şu ki: Gelinen noktada Van’ın geleceği açısından hiç iyi görünmüyor. Evet, bu kentte bir değişim, dönüşüm olacak. Lakin, bırakalım da bu değişim ve dönüşüm halkın takdiri ve isteği ile olsun. Bırakalım halk hem siyasi hem de hizmet odaklı tercihini kimden yana kullanıyorsa değişim ve dönüşüm onun üzerinden olsun. Ama hiç bir partinin sağlıklı seçim çalışmasını yapamadığı bir kentte bu sandıktan çok da demokratik bir sonuç çıkmayacaktır. Velev ki, baskı ve şiddet olayları ile bir sindirme yaşatıldı, ‘kontrolsüz güç, güç değildir’ misali bu güç verdiği iktidarı almayı da bilecektir. Artan şiddet olaylarının vehametini ifade edecek kelime bulamıyorum. HDP Batı’da nasıl saldırılara maruz kalıyorsa Van’da AK Parti aynı şekilde şiddet mağduru oluyor. Seçim dönemi Kürtler ile Türkler arasındaki çizgi nasıl keskinleşiyorsa Ak Parti ile BDP’li Kürtlerin arasındaki ayrım da bir o kadar sivri hale geliyor. Netice itibari ile de bu ayrışma memlekete zarar veriyor.

***

NEYİN SEÇİMİ BU?

Dedim ya sözde adı ‘yerel’ seçim. Yerel’e hizmet seçimi. Hizmet dışında her türlü kelimeyi işitir olduk siyasetçilerden. Karşılıklı ağır hakaretler mi dersiniz, aşağılamalar mı dersiniz, eski defterleri açmalar mı dersiniz… Siyasette Allah ne verdiyse malzeme olarak kullanıyor belediye başkan adayları. Van’ın yerel seçimleri tam anlamıyla ‘genel seçim’ havasına bürünmüş durumda. Yerele dair konuşmalar minimum frekansta seyrediyor resmen!

Hele de 17 Aralık operasyonlarının ardından rota iyice değişti. BDP ‘özerk yönetim’ şiarıyla seçim çalışmalarını yürütüyor. Halk toplantılarının tamamında ‘özerklik’ eksenli konuşmalar bazen de AK Parti’ye ‘ayakkabı kutusu’ göndermesi var. AK Parti’de projeler ile başlayıp cemaat çekişmesinden sonra Başbakan Erdoğan’ı savunma merkezli AK Parti’nin 11 yıllık sürecini övgü dolu sözlerle anlatma merasimi var.

İyi de kardeşim. Eğer biz 30 Mart’ta bu kentin Belediye Başkanını seçeceksek bize bu anlamda yol gösterici bir tavır takının. Yok, siz yereli çoktan aştıysanız ve genel merkezlerdeki çalışmalar da bu formatta yürüyorsa bu halkı da bilgilendirin ki insanlar kime ne için oy verdiğini bilsin.

***

BİR KÜÇÜK HATIRLATMA

Neye oy verdiğimizden konuşmuşken tam bir ‘siyasi’ basiretsizliğe saplanmış belediye başkan adaylarına birkaç şeyi hatırlatmak isterim. Madem siz bu seçimleri genel seçim havasında yaşıyorsunuz. Şu aşağıdaki maddeleri iyi okuyun!

-SGK borçları.

-Vergi borçları.

-Sayısız icralar.

-Ekonomik kriz.

-Trafik sorunu.

-Otopark sorunu.

-Gölün kirlilik problemi.

-Sosyal yaşam alanlarının yok niteliğinde olması.

-İmar problemi.

-İşsizlik.

Bunlar bizim sadece ve sadece temel problemlerimiz. Dilerseniz konuyu biraz daha açalım? Yok, hani bilmediğinizden değil ‘genel seçim’ telaşına girdiğinizden dolayı belki unutmuşsunuzdur diye hatırlatmak istiyorum. Siz eğer bu halkı temsil etmek istiyorsanız önce halkın bu sorunları size yönelttiğinde gerek iktidar sahibi gerekse de iktidarın talibi olarak cevabıyla hazır olarak gitmeniz gerekiyor.

Bence hem BDP’li Keser’in geleceğin ‘Valisi’ olarak gördüğü Bekir Kaya, hem Van’ın 8 milletvekili hem de Ak Parti’den bu işin talibi olan siyasetçilerin ciddi anlamda bu konularda bir kez daha vicdanlı olarak düşünmesi gerekiyor. Tamam, dosyanızda farklı gündem maddeleri de olsun ama bu insanların hali-ahvali hakkında biraz da tatmin edici, umut verici bir şeyler olsun be kardeşim.

Ben vatandaş olarak büyükşehirde yaşıyor olmama rağmen hala ağzından “Konya, Gaziantep, Bursa, Adana gibi olacağız” diyen siyasetçileri dinleyip duruyorsam, 21’inci yüzyılda hala “Önce bir altyapı sorununu bitirelim sonra belediyecilik ile ilgili diğer hizmetlere geçeceğiz” sözleri ile halkın karşısına çıkan belediye başkan adaylarının vaatlerini okuyorsam, hala “Ekonomi toplantılarının ardı arkasının kesilmediği, işadamlarının yalvar yakar bu kente yatırıma çağrıldığı ama yerli yatırımcının akıllara bile gelmediği yoğun bürokrasi kokan toplantılara şahit oluyorsam, halen milletin vekilliğini bırakıp bir kesimin temsilciliğini yapan ‘iş bitirme’ vekillerinin temsilciliğinden medet umuyorsam…

Olmaz olsun böyle temsiliyet…

Halka buluştuktan sonra “Halk bizi sevgiyle kucakladı” diye demeçler veren siyasetçilerden çok içten içe bu siyasetçilere beddua eden halkın gerçek düşüncelerini anlamaya çalışmak gerekiyor. Tüm bu sorunlara rağmen bu halk hala sizi ağırlıyor ve bağrına basabiliyorsa. Helal olsun, siyaseti iyi yapıyorsunuz demek ki.

***

TAVUĞUN SUYUNUN SUYU OLMAYA ÇABALAYANLAR!

Seçim dönemleri her kafadan bir söz çıkmasına, bir partiden onlarca yetkili çıkmasına alışkınız da bu seçimlerde partilerin yüz karası olan ‘sözde’ danışmanlar iyice kabak tadı vermeye başladı artık. Özellikle AK Parti cephesinde türeyen ‘belediye başkan adayının danışman aday adayları’ndan, medyayı videodan ibaret sanan kendisine medya-okuryazarı havası veren kağıttan ‘medya tanıtım başkanları’ndan ve reklamcılığa soyunan kimisi sağcı kimisi solcu ‘sözde’ gazetecilerin ‘ortacı’ teşebbüslerinden bıktık usandık artık! Sahi ne olacak bu kenti yönetmeye talip olup da kendini bile yönetmeyi başaramayan siyasetçilerin basiretsizliği? Yahu iki kelimeyi dahi bir araya getirmeyen insanların Van’ın en büyük ilçelerine aday olarak gösteriyorsunuz, bizi bu insanlarla muhatap etme işkencesine maruz bıraktığınız yetmezmiş gibi bir de onların ‘ibrikçi’leri ile yüz göz ediyorsunuz.

Size bu yüzü verenler yüzünden ve kendini bile yönetemeyen hallerinizden dolayı sandığa mahkûm olacaksınız, kusura bakmayın!