Dün Türkiye ile birlikte Van’da da çocuklarımız, gençlerimiz karnelerini aldı.

Pandemi gölgesinde gerçekleşen bilmem kaçıncı dönemin sonuna geldi.

Covid-19 belasının dünyada ortaya çıktığı 2019 yılı Aralık ayı sonrasında Şubat-Mart’ta da Türkiye’de yankı bulmuştu hatırlarsanız.

2020’nin yarısından beridir Türkiye’de eğitim-öğretim faaliyetleri çoğunlukla online yürüyor. Arada açılıp kapanan, ara veren eğitim kurumlarındaki bu düzen Türkiye’de kısa gibi görünse de alışkanlıkları tümden değiştirdi.

Ve bu dönemde pandemi nesli diye bir nesil ortaya çıktı ki bunun belki de hiç farkında değiliz.

Daha çok Z kuşağına odaklanıp onlar üzerinden bir okuma yapıyoruz ama çocukluğunun ilk dönemlerinde, dünyayı algıladıkları ilk yıllarda ve eğitim-öğretiminin başlangıcında pandemi ile gözünü açan büyük bir kesim var.

Bu rakam on hatta yüz binlerin üstünde.

Bu çocukların büyük bölümü bizlerin şahitlik ettiği davranış, alışkanlık, yaşam ve deneyimlerden uzak büyüdü.

Pandemi nesli çocukları bir kere çocukluğunu unuttu.

Hele de site hayatı yaşayan, şehirde yaşayan çocuklar yalnızlaştı.

Bireysellik ön plana çıktı.

Sadece teknoloji ile haşır neşir olup oyunlarla arkadaş oldu.

Gerçek bir çocuk ile arkadaş olma edinimi kazanılmadı.

Haliyle arkadaş olma, sosyalleşme konusunda çocuklarımız sıkıntı yaşıyor.

Yine okul ciddiyetini de kazanamadılar.

Okullu olmanın, öğrenci olmanın anlaşılması, kavranması da farklılaştı.

Dikkat edin son dönemlerin öğrencilerinde bizlerden, eskilerden farklı bir tutum var okula, eğitime karşı.

Daha az ciddi, daha az resmiler.

Okulun bizlerin dönemindeki resmiyetinden oldukça uzaklar.

Ha keza okulda öğretilene de anlatılana da öyle.

Çoğu ilk öğretmeni ile kamerada tanıştı.

Öğretmen nedir, okul nedir idrak etmekte zorlanıyor.

Bu yıl şimdiye kadar yüz yüze devam etmiş olsa bile bundan sonraki dönemler için yine endişe var.

Omicron’dan dolayı gelecek dönemlerin yüz yüze mi online mı olacağı hala şüpheli.

Haliyle bu da bir kopukluk yaratıyor.

Öte yandan çocukların, gençliğin tamamında da sosyalliğin kaybedilmesi dolayısıyla genel bir asosyallik, genel bir kopukluk var.

İşte okullar tatile girmiş çocuklarımız soluk almışken bence birkaç şeyi yeniden hatırlamak lazım.

Annelerimiz, babalarımız bu süreçte çocukları olduğu gibi televizyon, telefon, bilgisayar ile baş başa bırakmak yerine unutulan değerler üzerinden hatırlatmalar yapabilirler.

Hamdolsun vaka oranlarımız diğer illere göre iyi.

Dikkat ederek, tedbir alarak dede, nine, amca, dayılar ile bir araya gelsin çocuklarımız.
Aile kavramını hatırlasın.

Çocuklarla oynamanın tadına yeniden varsın.

Bununla beraber aile kavramı yeniden şekillensin.