Ercüment züngür yazdı: Depresif davranışlar ve demans...
Eski yazıtlardan birinde şöyle yazar:
Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer,
Karga yaşlı annesini besler;
Bunun adı: "saygılı davranmaktır."
Horoz şafak vakti öter ,
Yaban kazları
Her bahar kuzeye
Her sonbahar güneye uçar ;
Bunun adı: ''söz tutmaktır.''
Yeşilbaşlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez.
Bu: ''sadakat ''
Olarak adlandırılır.
Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında yaşadığı sürüyü oraya davet eder ve paylaşır,
Karınca yemek gördüğünde bütün koloniyi oraya çağırır;
Bunun adı: ''adalettir.''
Peki, insanlar neden bu değerlerden uzaklaştılar? Bu değerlerden bu erdemlerden uzaklaşan insanın içerisinde olacağı ruh hali nasıl olacaktır? Saygılı olmak, söz tutmak, sadakat, adalet… Gibi değerlerin kaybı kişi ve toplum üzerinde ne tur etkileri olmaktadır?
Bu soruların cevapları ne kadar çeşitlendirirsek çeşitlendirelim, finalde varacağım ana sebep fiziksel ve zihinsel yeteneklerini kaybetme ve düşünmeden atımlar atmaktır. İlk insandan bu yana kabul edilen bir olgu olan insanın biricik olması durumu, düşünmesini ve düşündüğü eyleme geçirmesini de biricikleştirmiştir. Kişinin başka insanlarla ortak özelliklerinin yanında kendine özgü olan özellikleri onun kişiliğini oluşturmaktadır. Bu kişilikle beraber topluma entegre olma, toplumda kendine özgü roller geliştirme ve bu rollere uyma davranışlarını sergileyebilmektedir. Bunların olumsuz bir şekilde seyir etmesine sebep olan durumlara bakıldığında aile baskısı, çevre baskısı, despotik yönetimler, hükümetlerin yanlış politikaları, rol model alınan kişiler ve akli olarak düşünmeye engel olan alkol, uyuşturucu gibi etkenleri sıralayabiliriz. Özellikle çocukluktan itibaren sorumluluk ve özerlik alanı daraltılan, düşünmeye ve eleştirme fırsatları elinden alınan kişiler aklını kullanma yönünden yetenek körelmesi olayı ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
Yetenek körelmesi ile karşı karşıya kalan kişiler belli bir noktadan sonra bağımlı bireyler olmaktadırlar. Yeteneklerine ve fikirlerine bağlı kalmak yerine kendisi için biçilen yetenek ve rollere uyum sağlama mücadelesine girişecektir. Burada normalleşen bağımlılıkla birlikte kendisi için birisinin düşünmesine, karar vermesine ve yönlendirmesine ihtiyaç duyacaktır. Bu kişiler, en aykırı görüşleri veya düşünceleri eleştirmek yerine karşısındaki kişinin mutlu olmasına ve kendinden uzaklaşma korkusunu içselleştirmektedirler. Aklını kullanmaya korkan ve yetenek kaybına uğrayan bu kişiler itaat etme ve emir almaları kendi hayatlarının normalleri haline gelmektedir. Bunun yanında yalnız kalmamak için sürekli emirlere açık zihin ile tetikte beklemektedir. Yalnız kalma korkusu ile sürekli bir arayışta olan bu kişilerin yeni bir çevreye girmesi çok uzun sürmemektedir. Ortamın olumlu-olumsuz yönlerinden ziyade yalnızlığın giderilmesine odaklanılmaktadır. Bunlara verilebilecek en önemli örneklerde biri de sonsuz ve sorgusuz bir şekilde terör örgütlerine üye olan kişilerdir ve bu kişiler sonsuz itaat ile üzerlerine patlayıcı madde bağlayıp istenilen yerde patlatabilmektedir. Ya da diktatör yöneticilerin emri ile sorgusuz bir şekilde karşıdakilerin kim olduğuna bakılmaksızın katliam uygulayabilmektedirler.
Peki, bu konuda neler yapmamız lazım? Depresif davranışların çözümünde ilk adım kesinlikle aile bağlarıdır ve aile diğer çözümler ancak aile ilişkisinin olumlu türevleri olabilir. Ve devamında profesyonel yardım almaktır. Bir psikolog veya psikiyatriklerle görüşmek, depresyonun nedenlerini anlamaya ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemeye yardımcı olabilir. Bunun yanı sıra, sosyal destek ağlarını güçlendirmek de önemlidir. Aile ve arkadaşlarla iletişimde kalmak, yalnızlık hissini azaltabilir. Düzenli fiziksel aktivite yapmak, vücuttaki endorfin seviyelerini artırarak ruh halini iyileştirebilir. Ayrıca, sağlıklı ve dengeli beslenme, yeterli uyku ve stresten kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri de depresyon belirtilerini hafifletebilir. Kişisel ilgi alanlarına yönelmek ve hobi edinmek, kişinin kendini daha iyi hissetmesine katkıda bulunabilir. Son olarak, olumsuz düşünceleri tanımak ve yerlerine daha olumlu ve yapıcı düşünceler koymak için farkındalık ve bilişsel davranışçı terapiler etkili olabilir.