banner290

Deprem | Murtaza Kamar | Köşe Yazıları

Yıl 1981. Elektrik tesisatçısıydım. Mesleğimi ilerletmemek için İzmir İlinde altı ay eğitim veren özel bir kursun akşam bölümüne kayıt olduk. Gündüz inşaatlarda elektrik tesisatında çalışıyor, akşam ise kursa gidiyordum.

Çalıştığım inşaat sanırım sekiz katlı büyük bir İşhanı projesiydi. Zemin katında geniş bir alan vardı. Ön taraflarda duvar yoktu. Sadece kolonlar -beton dikmeler vardı. Tavandaki aydınlatmanın elektrik kablolarının çekilmesi için elektrik borusu döşeyecektim. Beton atılırken tavana döşediğimiz boruları duvarda birleştirip kablo kutusu koyuyoruz. Ön tarafta duvar olmadığından kutuyu beton dikmeye yerleştirmeye karar verdim. Merdiveni kolona dayayıp yukarı çıktım. Çekiç ve keski ile kolonda kutuya yuva açmaya başladım. Daha ilk çekici indirdiğimde bir bağırma sesi ile irkildim. Sesin geldiği yere döndüm. İnşaattan sorumlu inşaat mühendisinin bağırarak yanıma geldiğini gördüm. Bir an afalladım. Yanlış bir şey yapmamıştım. Başkasına mı bağırıyor diye sağa sola bakındım. Kimseyi görmeyince bana bağırdığından emin oldum. Yaklaşınca öfke ile "Ne yapıyorsun?" dedi. Binanın taşıyıcı kolonuna nasıl çekiç vurursun. Allah'tan korkmuyor musun?

O güne kadar kolonların önemini kavramamıştım, öğretilmemişti de…

İnşaatta bana bağıran kontrol mühendisi tüm işçiler gibi saat 08:00 de işe geliyor, 17:00 da işi bırakıyordu. Kurs bitti. Çok güzel bilgi edindik. Tabiri caizse profesyonel bir usta olup Mardin'e döndük. Çok elektrik tesisatı çektik. Ne var ki hiçbir inşaatta kontrol mühendisi görmedik. İnşaat, ustaların insafına bırakılmış. Ustanın insaflı olup olmaması bir şey değiştirmiyor. Çünkü teknik ve hayati bilgileri bilmiyorlar. Usta çırak ilişkisi içinde yetişmişler.

Çok katlı binalar bizim kültüre yeni girmiş. Apartmanda bir daire satın alan kişi müstakil bir evmiş gibi davranıp çeşitli tadilatlar yapıyor. Özellikle zemin katlarda kurulan işyerleri geniş alan istediği için binanın taşıyıcı kolonunu sanki müstakil bir daireymiş gibi kesip alan yaratıyor. Kolon kesmek binanın hayati damarını kesmek gibidir. Tereyağından kıl çeker gibi sessizce kolon kesilmez. Aksine çok gürültülü olur. Bu işlem yapılırken apartman sakinleri büyük bir iş yapıldığını hisseder. Ancak adamın kendi tapulu alanıdır diye ses çıkarmaz. Hâlbuki çoğu zaman apartman sahiplerinin bindiği dal kesiliyor. Apartman sakinleri dal kesilip yere düşünce farkına varıyorlar ancak maalesef geç kalınmış oluyor. Bu depremde bir haber okudum. Diyarbakır'da deprem sonucu çok büyük bir bina yıkılıyor. Bu binanın altında büyük bir işyeri var. Bu işyeri yukarıda anlattığımız gibi kolonları kesip kendilerine geniş alan yaratmışlar. Bunu fark eden aynı zamanda avukat olan bir apartman sakini dava açıyor. Dava sürerken bina yıkılıyor ve ne acıdır ki avukat enkaz altında kalıp vefat ediyor. Bu nedenle apartman sakinlerinin bu tür tadilatlar konusunda duyarlılığı elden bırakmaması lazım. Hatta tadilat için yöneticinin veya yönetimin onayı alınıp yönetimin de bu işlerden sorumlu tutulması lazım.

Bu işlerin insafa bırakılmayacak kadar önemli olduğunu ancak bir afet olunca görebiliyoruz. Afet olunca hemen tedbirler alınıyor. Bir kaç yıl geçince deprem unutulup işler kaldığı yerden devam ediyor. Eski görev yaptığım deprem bölgesinde deprem sonrasında zemin artı üç kat imar izni veriliyordu. Çünkü bir önceki depremde çok zarar görmüştü. İki üç yıl geçtikten sonra zemin artı dört kata izin çıktı. Oradan ayrılırken zemin artı beş kat çalışması yapıldığını duydum.

İnsanoğlu unutkandır. Şimdi bir felaket yaşadık. Bugünden sonra önlemler alınıp mevzuat sıkı sıkıya uygulanacak. Ancak muhtemelen tıpkı geçmişte olduğu gibi en fazla dört beş yıl sonra aynı işleri yapmaya devam edeceğiz. Oysa tecrübe kötü deneyimlerden ders çıkarmak ve bir daha tekrarlanmasına müsaade etmemektir.

Ve maalesef ders çıkarmayan bedel öder.

Bir daha böyle ağır bedellerin ödenmemesi ümidiyle…

YORUM EKLE
YORUMLAR
ÜLKE OLARAK BUNDAN SONRASI İÇİN DERS ALMALIYIZ.
ÜLKE OLARAK BUNDAN SONRASI İÇİN DERS ALMALIYIZ. - 1 hafta Önce

ÜLKEMİZ YÜZÖLÇÜMÜ OLARAK GENİŞ, YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ ZORLU, İKLİM KOŞULLARI ZORLU, DEPREM KUŞAĞINDA OLAN, ORMAN YANGINLARININ SIK OLDUĞU, SEL VE HEYELANLARIN ÇOK OLDUĞU, ÇIĞLARIN BOL OLDUĞU, KALABALIK NÜFUSLU BİR ÜLKEYİZ. KISA VE ORTA VADEDE AŞAĞIDAKİ ÇALIŞMALARIN VE HAZIRLIKLARIN YAPILMASI CAN VE MAL KAYIPLARI VE CİDDİ BİR YIKIM YAŞAMAMAK İÇİN OLDUKÇA ELZEMDİR.

1) Binalar, siteler, semtler, mahalleler, köyler, beldeler, ilçeler, iller inşa edilirken bugünden sonra zemin etüdü yapmalıyız.

2) Artık her önüne gelen, sadece parası olan ama ehliyetsiz, kifayetsiz, tecrübesiz, donanımsız olan kişiler müteahhit olmasın.

3) Müteahhitler, mimarlar, mühendisler, denetmenler yaptıkları, ilgilendikleri yapıların herhangi bir afette onların ihmali ile zarar görmesi halinde yasal olarak sorumlu tutulsun. Bütün maddi ve manevi zarar onlardan tahsil edilerek ağır hapis cezaları getirilsin. Bu şekilde katı yasal düzenlemeler yapılsın.

4) Artık belediyeler, Çevre Şehircilik Müdürlükleri ve yapı denetim firmaları inşa edilen küçük büyük her yapıyı zemin etüdünden proje aşamasına, imardan inşaya, denetimden ruhsatına kadar her aşamasını ince eleyip sık dokusun.

5)Denetmenler her aşamada inşaatı takip etsin, mühendisler ve mimarlar her aşamada inşaatı takip etsin. İşçiler inşaaat konusunda ehil, birikimli, tecrübeli ve titiz olsun.

6) Yollar, caddeler, sokaklar ve kaldırımlar oldukça geniş şekilde planlansın ve yapılsın. Daracık yolların iki yanındaki yüksek yüksek binalar cam cama bakmasın. Afetlerde yıkılan- yıkılacak yapılar yolları kapatamasın.

7) İster tek katlı ister çok katlı, ister resmi ister özel bütün yapılar sağlam temeller, dayanıklı taşıyıcı sistemler, radye temel, tünel kalıp sistemi ve/veya kalın ve dayanıklı kolon ve kirişler, sapasağlam duvarlar ve nitelikli bir işçilik ile imar ve inşa edilsin.

8) Bir yörenin deprem geçmişi, faylara yakınlığı, zemininin riskli oluşu, sulu ve kumul, gevşek veya alüvyal zemine sahip oluşuna göre kat sınırlaması mutlaka getirilmeli.

9) Binalara projenin üstünde yeni kat, yeni yük ve fazla ağırlık bindirilmemeli. Yapıların kolonlarına, taşıyıcı sistemlerine, fiziki yapısına sonraki zamanlarda müdahale yapılmamalı.

10) Her yapı sudan, sızıntıdan, rutubetten, kokudan ve tehdit arz eden bütün dış etmenlerden korunmalı.


11) Her yapı için on yılda bir mutlaka detaylı kontrol zorunluğu ve sağlamlık raporu zorunluluğu getiren yasal düzenleme yapılsın.

12) Bir kilometrelik her cadde boyunca mutlaka ( en az) on dönümlük park/yeşil alan/toplanma alanı zorunluluğu getirilsin. Her sokakta, her caddede, her semtte, her mahallede yeterli sayıda ve yeterli genişlikte toplanma sahası/yeşil alan/ park yapılsın. Buralar afet zamanlarında toplanma alanı görevi de görür.

13) Yapılar yapışık, bitişik düzende olmasın. Yapılar arasında mesafe olsun. Yapı sıklığıyla yerleşim alanları boğucu ve riskli hale gelmesin.

14) Kentlerden köylere kadar her yerde sağlam, dayanıklı, güvenli yapılar yapılsın. Bunun için hiçbir şeyden taviz verilmesin. Hiçbir ihmalkârlık olmasın. Her türlü tedbir ve denetim, her türlü ciddiyet ve titizlik bütün imar ve inşa çalışmalarında vazgeçilmezimiz olsun.


15) Depremler, seller, yangınlar ve her türlü afetler öncesi zamanlarda gerekli bütün tedbirler, fiziki- teknik- araç gereç- ekip- ekipman, lojistik ve malzeme hazırlığı her bölgede ve her ilde olsun.

16) Depremlerde, sellerde, heyelanlarda, çığlarda, yangınlarda, patlamalarda vb. her tür afet zamanlarında arama ve kurtarma, müdahale ve enkaz kaldırma, yardım ve ayağa kaldırma çalışmalarını yapan/yapacak olan AFAD, KIZILAY, UMKE vb. kurum ve kuruluşlar için her yerleşim yerinin her tarafına eşit mesafede, oldukça geniş bir alanda büyük bir kampüs/yerleşke her ilde, her ilçede oluşturulsun. Burada güvenli ve dayanıklı yönetim/organizasyon/koordinasyon/müdahale merkezleri, geniş araç gereç alanları, büyük malzeme ve ekipman depoları ve her tür ihtiyaç için uygun yerler inşa edilsin. Çok fazla sayıda eğitimli, donanımlı ve her an hazır ekipler oluşturulsun.

17) Depremler ve afetler sırasında yapılması gereken her şey için planlamalar, çalışmalar ve hazırlıklar yapılsın.

18) Depremler ve her tür afet için 500 bin konteyner, bir milyon mevlana evi, bir milyon çadır, binlerce sahra çadırı, binlerce seyyar aşevi, binlerce seyyar WC ve banyo hazırlanarak bütün şehirlere, bütün ilçelere gönderilerek dikkatle sahip çıkılıp stokta ve hazırda korunup tutulsun.

19) Barınma, beslenme, ısınma, temizlik, sağlık hizmetleri, temel ihtiyaçlar, temel hizmetler, ilaç vb her türlü tedarik ve imkânın hızlı ve yeterli miktarda seferber edilmesi için öngörülü bir şekilde her zaman ve her yer için gerekli hazırlığımız olmalıdır.


20) Depremler, orman yangınları, su taşkınları, seller, heyelanlar, çığlar, göçükler, maden patlamaları gibi her türlü olumsuz durum için her şeyiyle hazır şehirler, bölgeler ve ülke olmak adına çok kapsamlı çalıştaylar yapılmalı. İlgili alanlarda söyleyecek sözü olan bilim insanları, üniversiteler, uzmanlar ve ilgililerle çok yetkin değerlendirmeler, planlamalar ve fiili hazırlıklar yapmalıyız.
21) 81 il, 970 ilçe, 100 beldedeki yapı stoğumuz hızla kontrollerden geçirilmelidir.

22) Artık dikey mimari ve çok katlı yapılaşmaya sınır getirilmeli.

23) Beton, demir, kum vb. her malzeme kesinlikle kontrol edilmeden ve onaylanmadan kullanılmamalı.

ASLINDA BUNLARI DEĞERLENDİRMEK GEREKİR.
ASLINDA BUNLARI DEĞERLENDİRMEK GEREKİR. - 1 hafta Önce

Kıymetli müdürüm sizce Van'ın zemini nasıl? Kumul mu, gevşek mi, alüvyal mi, sıvılaşma var mı? Fayların durumu nedir? Vandaki 2011 öncesi yapıların ve 2011 sonrası yapıların depreme dayanıklılık durumu nedir? Yapı stoğumuz 7'lik bir depreme hazır mı? Kentsel dönüşüm, yapı denetimi, kaliteli malzeme, nitelikli işçilik ve kat sınırlaması açısından Van nasıl? Van'da kaç tane park var, bu yeşil alanlar toplanma alanı olarak yeterli mi? Van'da deprem hazırlığı tamam mı? ALLAH GÖSTERMESİN, Van'da 7,6'lık bir depremde sonuç ne olur? Bu ihtimale yönelik yapılması gereken her şey yapılmış mı?