Utanmazsan Dilediğini Yap | Murtaza Kamar | Köşe Yazıları...

“Çocuklara altından çok, utanma duygusu bırakmak gerekir. Yaşlılar utanmadığı zaman, gençler de zorunlu olarak arsız olurlar; nitekim, gençlere ve aynı zamanda yetişkinlere verilecek en iyi eğitim, öğüt vermek değil, başkasına öğütlediğimiz şeyleri yaşam boyunca uyguladığımızı göstermektir.”  Platon

Platon, MÖ 427 - 347 yılları arasında yaşamış bir filozoftur. Yani günümüzden yaklaşık olarak 2450 yıl önce yaşamıştır. Yukarıdaki sözünü “Yasalar” adlı kitabından aldım. Demek ki 2450 yıl önce de aynı ahlaki sorunlarla yaşıyoruz. Bu sorunları neden bu kadar yıl geçmiş olmasına rağmen hala yaşıyor ve tartışıyoruz? Bunun elbette bir sebebi olmalı. Ağaç yaşken eğilir, atasözü bu sebeplerden birisidir. Şehirde büyüyen çocuklar gibi ben de bu gibi sözleri yani toprak, doğa ile ilgili sözleri duymakla beraber özümsememiştim. Önceki görev yerimde lojmanın bahçesinde bir buçuk metre boylarında bir çam fidanı vardı. Aşağıdaki birinci şekildeki gibi 20-30 derece kadar eğikti. Bu işten anlayan bir abimiz ikinci şekilde olduğu gibi ağacı (ağaç yaş olduğu için kolayca eğim aldı) düzeltip kalın bir tahtayı destek olarak dayadı. İki yıl geçtikten sonra, destek çekilince ağaç üçüncü şekildeki gibi düz bir şekilde kaldı.

Çocuk, dünyaya geldiği andan itibaren ilk model aldığı kişiler anne-babasıdır. Çocuk onları kusursuzmuş gibi görür ve davranışlarını örnek alır. Dolayısıyla anne-babanın doğru veya yanlış davranışları çocuğa model olur. Arapça eleştiri anlamında kullanılan bir söz var: Senin aklın, görgün, edebin buysa çocuklarının nasıl olacak?

Yabancı bir seyyahın Osmanlı İstanbul’unda yaptığı tespit çok önemlidir: Osmanlıda çocuklar öğüt alarak değil, kötü örnek görmeden yetişiyor!” Atalarımızın bu büyük değerini Avrupa bizden aldı. Ne yazık ki biz de onlara tamamını verdik.

Bir sorunun, hastalığın çözülebilmesi-iyileştirilebilmesi için öncelikle teşhis, yani sorunun farkına varmak ve sorun olduğunu kabul etmek lazım. Bunlar kabul edilince, çözüm kolay olur. Platon ar, yani utanma duygusunu öncelemiş. Gerçekten de kişiyi bazı davranışları yapmaktan alıkoyan utanma duygusudur. Dolayısıyla bu duygunun özellikle çocuk ve gençlerde yok olmaması için üstün gayret gösterilmeli.  

Merhume Atiye Keskin’in (Allah gani gani rahmet etsin) kitabından bir alıntı ile yazımıza son veriyoruz:

İstanbul’un dindarlığı ile tanınmış meşhur simalarından birine, “Çıplaklar kampı” hakkında fikriniz nedir? diye sormuşlar:

Uygundur, deyince:

- Aman nasıl olur, siz ki İslam dini hakkında eser vermiş, peygamberlerin ilmine tevarüs etmiş bir kişisiniz, nasıl olur da makûldur dersiniz?

-İslâm ahlâkının en büyük elbisesi olan hâyâdan soyunan kişinin, üzerindeki paçavradan da soyunmasının ne kıymeti vardır?!